Kuranı kerimi kim kitap haline getirdi kim çoğalttı?
Kuran-ı Kerim'i Kim Kitap Haline Getirdi, Kim Çoğalttı?
Kuran-ı Kerim'in nasıl kitap haline geldiğini ve çoğaldığını merak edenler için deneyimlerime göre bu konuyu netleştirelim.
Vahyin Yazılması ve İlk Mushaflar
Bilirsin, vahiy Hz. Muhammed'e (SAV) yaklaşık 23 yıl boyunca ayet ayet indi. Peygamberimiz (SAV) gelen her ayeti ezberler, sonra da yanında bulunan vahiy katipleri vasıtasıyla yazdırırdı. Bu katiplerin arasında Zeyd b. Sabit, Muaz b. Cebel, Übey b. Ka'b gibi isimler öne çıkar. Vahiy katipleri, gelen ayetleri hurma dallarına, taş tabletlere, kürek kemiklerine ve deri parçalarına yazarlardı. Bu ilk yazılan parçalar, o dönemin şartlarında yazı malzemelerinin sınırlı olması nedeniyle dağınıktı. Yani, o dönemde bugünkü gibi ciltlenmiş, tek bir kitap görünümünde bir Kuran yoktu.
Hz. Muhammed'in (SAV) vefatından sonra, ilk halife Hz. Ebu Bekir döneminde, Yemame Savaşı'nda hafızların büyük bir kısmının şehit olması üzerine Kuran'ın mushaf haline getirilmesi ihtiyacı doğdu. Bu görev, vahiy katipliği de yapmış olan Zeyd b. Sabit'e verildi. Zeyd b. Sabit, daha önce yazılmış olan dağınık parçaları ve hafızların ezberindekileri toplamak suretiyle ilk mushafı oluşturdu. Bu mushaf, Hz. Ebu Bekir'in vefatından sonra Hz. Ömer'in, onun da vefatından sonra kızı Hz. Hafsa'nın (radıyallahu anhâ) yanında saklandı.
Üçüncü Mushaf ve Çoğaltma
Asıl çoğaltma ve standartlaştırma ise Hz. Osman döneminde gerçekleşti. O dönemde fetihler genişlemiş, Müslüman sayısı artmıştı. Farklı bölgelerden gelen Kurra'lar (hafızlar), bazı ayetlerin okunuşunda küçük farklılıklar olduğunu fark ettiler. Bu durum, ileride ihtilaflara yol açma potansiyeli taşıyordu. Bu tehlikeyi gören Hz. Osman, o dönemin en yetkin isimlerinden oluşan bir heyet kurdu. Bu heyetin başında yine Zeyd b. Sabit vardı ve yanında Said b. el-As, Abdurrahman b. Haris b. Hişam ve Malik b. Ebu Âmir gibi isimler bulunuyordu. Hz. Hafsa'nın yanındaki mushaf esas alınarak, bu heyet tarafından Kuran'ın standart bir nüshası oluşturuldu. Bu nüshaya "imâmu'l-mushaf" yani mushafların önderi de denir.
Hz. Osman, bu standart mushaflardan birkaç tane çoğalttırdı ve bunları Kabe, Şam, Yemen, Bahreyn, Basra, Kûfe ve Mısır gibi başlıca merkezlere gönderdi. Kendi elindeki nüshayı ise Medine'de bıraktı. Bu standartlaştırma ve çoğaltma faaliyeti, Kuran'ın farklı okunuşlardan kaynaklanabilecek ihtilaflardan korunmasını sağladı. Geriye kalan tüm dağınık nüshaların ise yakılması emredildi. Bu, Kuran'ın tek bir metin üzerinden öğrenilip yaşatılması açısından hayati bir adımdı. Yani, Kuran'ı kitap haline getiren ilk adım Hz. Ebu Bekir döneminde atıldı, ama onu standartlaştırıp çoğaltarak bugünkü halini almasını sağlayan temel kişi Hz. Osman'dır. Elbette, bu süreçte adı geçen sahabelerin ve hafızların rolü de çok büyüktür.
Günümüze Ulaşan Kuran ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
Bugün elimizde tuttuğumuz mushaflar, işte bu Hz. Osman döneminde standartlaştırılan nüshaların kopyalarıdır. Zamanla farklı kıraatler (okunuşlar) gelişmiş olsa da, metin aynıdır. Bu noktada sana önerim şu:
- Eğer Kuran okuyacaksan, doğru bir hocadan, usulüne uygun şekilde öğrenmeye gayret et. Tecvid ilmi, bu metni doğru okumanı sağlar.
- Farklı okunuşlar konusunda kafanı karıştırma. Temel metin, Hz. Osman'ın belirlediği şekildedir.
- Kuran'ın sadece okunan bir kitap olmadığını unutma. Anlamını öğrenmek, hayatına tatbik etmek en büyük amaç olmalı.
Bu bilgilerin, Kuran'a olan bakış açını daha da netleştireceğini umuyorum.