Ittihat ve Terakkiciler kimler?

İttihat ve Terakkiciler Kimler?

İttihat ve Terakkiciler, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemine damgasını vurmuş, siyasi ve askeri bir harekettir. Eğer sen de bu dönemi anlamak istiyorsan, onların kim olduğunu bilmekle başlamalısın. Deneyimlerime göre, bu hareketin temelinde yatan fikirleri ve eylemleri anlamak, hem o dönemin Türkiye'sini hem de bugünkü Türkiye'nin köklerini kavramana yardımcı olacaktır.

İttihat ve Terakkiciler, köken olarak aslında bir öğrenci hareketi olarak başlamıştır. 1889 yılında İstanbul'da kuruldu. O dönemde Osmanlı'da mutlakiyetçilik hakimdi ve meşrutiyetin ilanı için mücadele ediyorlardı. İlk başlarda gizli bir örgütlenme söz konusuydu. Amaçları, II. Abdülhamid'in baskıcı yönetimine son verip anayasal bir monarşi kurmaktı. İmparatorluğun yaşadığı çöküşü durdurmak ve modernleşmeyi sağlamak temel hedefleriydi.

Temel Fikirleri ve Hedefleri

İttihat ve Terakkicilerin en belirgin özelliği, Osmanlıcılık fikrinden zamanla Türkçülüğe doğru evrilen bir düşünce yapısına sahip olmalarıdır. Başlangıçta, imparatorluk içindeki tüm unsurları bir arada tutmayı amaçlayan Osmanlıcılık idealini savunuyorlardı. Ancak imparatorluğun dağılma tehlikesi ve Balkan Savaşları gibi olaylar, bu fikri zayıflattı ve daha çok Türk kimliğine odaklanmalarına neden oldu. Bu dönüşüm, özellikle Enver Paşa, Talat Paşa ve Cemal Paşa gibi liderlerin öne çıkmasıyla daha belirgin hale geldi.

Bu hareketin diğer önemli bir hedefi de, merkezi bir devlet yapısı kurmaktı. İmparatorluğun dört bir yanından gelen ayrılıkçı hareketlere karşı, güçlü bir merkezileşme politikası izlediler. Bunun bir sonucu olarak, daha sonraki yıllarda kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri de bu dönemde atıldı diyebiliriz. Ekonomik bağımsızlık da önemsedikleri konulardandı. Dış güçlerin ekonomik etkisini azaltmak ve yerli sanayiyi geliştirmek istiyorlardı.

Önemli Dönüm Noktaları ve Eylemleri

İttihat ve Terakkicilerin siyasi tarihimizdeki en önemli hamlesi, 1908'deki İkinci Meşrutiyet'in ilanıdır. Bu ilanla birlikte, II. Abdülhamid meclisi tekrar açmak ve anayasayı yürürlüğe koymak zorunda kaldı. Bu, kısa süreliğine de olsa büyük bir siyasi değişimdi. Ancak bu süreç, hemen ardından siyasi çalkantılara ve 31 Mart Vakası gibi iç karışıklıklara yol açtı.

Birinci Dünya Savaşı'na Almanya'nın yanında girmeleri ise kritik bir karardı. Bu karar, imparatorluğun sonunu getiren en önemli nedenlerden biri oldu. Savaş sırasında, siyasi ve askeri alanlarda tam bir hakimiyet kurdular. Özellikle Talât Paşa (Dahiliye Nazırı olarak) ve Enver Paşa (Harbiye Nazırı olarak) bu dönemde ülkenin kaderini belirleyen isimlerdi. Savaşın sonunda imparatorluk yenik düştü ve toprakları paylaşıldı.

Bugüne Etkileri ve Pratik Bir Bakış

İttihat ve Terakkicilerin eylemleri, günümüz Türkiye'sini anlamak için mutlaka üzerinde durulması gereken bir konu. Deneyimlerime göre, onların bazı uygulamaları, özellikle devletçilik anlayışı ve ulusal kimlik inşası gibi konularda sonraki döneme bir miras bıraktı. Ancak Ermeni Tehciri gibi karanlık sayfaları da unutmamak gerekir. Bu olayların nedenlerini, sonuçlarını ve farklı yorumlarını araştırmak, o dönemi daha iyi anlamana yardımcı olacaktır.

Eğer bu konuya daha derinlemesine dalmak istersen, sana birkaç tavsiyede bulunabilirim: Tarihi kaynakları karşılaştırarak oku. Tek bir kaynağa bağlı kalma. Özellikle o döneme ait belgeleri, gazete haberlerini ve farklı görüşleri içeren kitapları incele. Örneğin, Yusuf Akçura'nın veya Ziya Gökalp'in eserleri, bu düşünsel evrimi anlamak için iyi bir başlangıç noktası olabilir. Unutma, tarih tek bir açıdan bakılacak bir alan değildir.