Mustafa Kemal Atatürk 19 Mayıs 1919 da niçin Samsun'a gitmiştir?

Mustafa Kemal Paşa Neden 19 Mayıs 1919'da Samsun'a Çıktı?

Mustafa Kemal Paşa'nın 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkışı, hiç de rastgele bir olay değil. Düşünsene, Osmanlı İmparatorluğu tam anlamıyla dağılmanın eşiğinde. Mondros Mütarekesi'nin ağır şartları altında Anadolu işgal altında, ülkenin dört bir yanından vatan toprakları yabancı devletlerin kontrolüne geçiyor. İşte böyle bir ortamda, bir insanın bir noktaya gitmesinin altında yatan sebep elbette derinlemesine analiz gerektirir.

Deneyimlerime göre, bu sortie'nin arkasında yatan temel nedenler üç ana başlıkta toplanabilir:

  1. Anadolu'daki Milli Direnişin Organize Edilmesi ve Yönlendirilmesi:

Mustafa Kemal Paşa, o dönemde İstanbul'daki hükümetin ve işgal kuvvetlerinin politikalarına karşı büyük bir hoşnutsuzluk içindeydi. Anadolu'da başlayan yerel direniş hareketlerini görüyor, ancak bunların dağınık ve merkezi bir otorite tarafından yönlendirilmediğini biliyordu. Samsun'a gitmesinin en temel amacı, bu yerel direnişleri bir araya getirmek, onlara bir amaç ve strateji kazandırmak ve topyekûn bir milli mücadeleyi başlatmaktı. Düşünün ki, bir gemiye binip bilinmeyene doğru yol alıyorsunuz. Mustafa Kemal Paşa da bu bilinmeyene doğru giderken, aslında bir ulusun kaderini yeniden şekillendirecek bir organizasyonun tohumlarını ekiyor. Bu, sadece bir askeri hareket değil, aynı zamanda bir liderlik ve örgütlenme dehasının göstergesiydi. Kendisi, bölgedeki Rum çetelerinin Türklere karşı saldırıları ve Pontus Rum devleti kurma faaliyetleri gibi gelişmelerin de farkındaydı ve bu durumu kontrol altına almak, milli güvenliği sağlamak da önemli bir gerekçeydi.

  1. İstanbul Hükümeti'nin Tutumuna Karşı Milli Bir Güç Oluşturma İsteği:

İstanbul Hükümeti, işgal devletlerinin etkisi altında kalarak milli menfaatleri yeterince savunamıyordu. Hatta bazı icraatları, milli direniş ruhunu baltalıyordu. Mustafa Kemal Paşa, padişahın ve hükümetin teslimiyetçi politikalarına karşı durarak, Türk milletinin kendi kaderini tayin etme hakkını savunmak istiyordu. Samsun, Karadeniz bölgesindeki stratejik konumu ve Anadolu ile doğrudan bağlantısı nedeniyle, bu yeni milli gücün filizleneceği uygun bir yerdi. Oraya giderek, hem bölgedeki durumu yakından inceleyecek hem de halkla doğrudan temas kurarak onları harekete geçirecekti. Kendi ifadesiyle, "geldikleri gibi giderler" düşüncesini somutlaştırmak için bu ilk adımı atmak zorundaydı.

  1. Askeri ve Stratejik Bir Konumlanma:

Mustafa Kemal Paşa, bir asker olarak coğrafyayı ve stratejiyi çok iyi biliyordu. Samsun, Karadeniz'e açılan önemli bir limandı ve aynı zamanda Anadolu'nun içlerine doğru ilerlemek için de elverişli bir başlangıç noktasıydı. İşgal kuvvetlerinin yoğunlaştığı bölgelere yakınlığı ve aynı zamanda milli direnişin güçlü olduğu Karadeniz imprendium'u ile bağlantısı, Samsun'u stratejik bir üs haline getiriyordu. Burada bir güç merkezi oluşturarak, hem işgal hareketlerini izleyebilecek hem de gerekli görüldüğünde müdahale edebilecekti. Örneğin, Sivas Kongresi gibi ulusal birlik toplantılarına zemin hazırlamak, Erzurum Kongresi öncesi bölgedeki otoriteyi sağlamlaştırmak gibi pek çok adımın atılabilmesi için Samsun'daki varlığı kritik öneme sahipti.

Eğer sen de böyle önemli bir adım atmak durumunda kalsaydın, sadece konuma değil, o konuma ulaşmanın ardındaki büyük amaca odaklanırdın. Mustafa Kemal Paşa da tam olarak bunu yaptı. O, sadece bir yere gitmedi; bir ulusun uyanışını tetiklemek için gitti.