Büyükbaş hayvancılık nerelerde yapılır?
Büyükbaş Hayvancılık Nerelerde Yapılır?
Büyükbaş hayvancılık, öyle her yerde yapılacak bir iş değil. Deneyimlerime göre, bu işin başarılı olması için birkaç temel faktörün bir araya gelmesi şart. Sen de bu işe girmeyi düşünüyorsan, öncelikle coğrafya ve altyapı konusunu çok iyi etüt etmelisin.
- Coğrafi Şartlar ve İklim: Mera Potansiyeli ve Su Kaynakları
Büyükbaş hayvancılığın kalbi, şüphesiz ki mera alanlarıdır. Hayvanları ahırda beslemek bir yere kadar. Maliyetleri düşürmek ve hayvanların doğal gelişimini sağlamak için geniş, verimli meralar olmazsa olmaz. Özellikle et ve süt verimi için doğal otlakların zenginliği kritik. Örneğin, Doğu Anadolu ve İç Anadolu'nun yüksek rakımlı yaylaları, ilkbahar ve yaz aylarında ot çeşitliliği ve kalitesi açısından biçilmiş kaftan. Erzurum, Kars, Ardahan gibi iller bu konuda başı çekiyor. Burada hayvanlar günde 8-10 saat otlayabilir, bu da yem maliyetlerini ciddi oranda düşürür. Kars'taki bir çiftçi, kaba yem ihtiyacının %60-70'ini meradan karşılayabilirken, Karadeniz'in dar vadilerindeki bir çiftçi için bu oran %30-40'lara düşebilir. Bu da doğrudan karlılığı etkiler.
Su kaynakları ise meralar kadar önemli. Hayvanların sürekli taze suya erişimi olmalı. Doğal su kaynaklarının (dere, pınar, gölet) bol olduğu yerler büyük avantaj sağlar. Eğer yoksa, kuyu suyu veya şebeke suyu ile bu ihtiyaç karşılanmalı. Günde ortalama bir büyükbaş hayvanın 40-60 litre su tükettiğini düşünürsek, 100 başlık bir işletme için günlük 4-6 ton suya ihtiyacın olacak. Bu da ciddi bir altyapı ve maliyet kalemi demektir.
- Yem Bitkisi Üretimi ve Lojistik
Mera potansiyeli ne kadar iyi olursa olsun, kış aylarında veya kurak dönemlerde hayvanları beslemek için kaba yem üretimi şarttır. Bu da işletmenin kendi arazisinde veya yakın çevrede yem bitkisi (yonca, mısır silajı, fiğ, arpa, buğday) yetiştirebilme kapasitesi anlamına gelir. Konya Ovası, Çukurova gibi geniş tarım arazilerinin olduğu bölgeler, hem yem bitkisi üretimi hem de sanayi tipi hayvancılık için elverişlidir. Burada dekara verimler yüksek olduğu için, yem maliyetleri daha uygun seyreder. Kendi yemini üreten bir işletme, dışarıdan yem alan bir işletmeye göre %20-30 daha az maliyetle üretim yapabilir.
Lojistik de göz ardı edilmemeli. Üretilen sütün veya etin pazara ulaştırılması, yem hammaddelerinin işletmeye getirilmesi gibi konular, ulaşım ağının gelişmişliğini gerektirir. Büyük şehir merkezlerine yakınlık, süt ve etin daha hızlı ve taze bir şekilde tüketiciye ulaşmasını sağlar. Örneğin, İstanbul'a yakın Trakya bölgesi, süt ve et ürünlerinin pazarlanması açısından stratejik bir konumdadır. Buradaki bir işletme, ürünlerini 2-3 saat içinde büyük bir pazara ulaştırabilirken, Doğu'daki bir işletme için bu süre 10-12 saati bulabilir. Bu da ürünün tazeliği ve pazarlık gücü üzerinde etkilidir.
- Altyapı ve Destekleyici Ekosistem
Hayvancılık, sadece hayvan beslemekle bitmiyor. Veteriner hizmetlerine erişim, kesimhaneler, süt toplama merkezleri, yem fabrikaları ve tarım kredi kooperatifleri gibi destekleyici bir ekosistemin varlığı işi kolaylaştırır. Özellikle veterinerlik hizmetleri çok önemli. Acil bir durumda hayvanına anında müdahale edebilecek bir veteriner hekimin yakınlığı, hayvan kaybını minimize eder. Köyden 100 km uzakta bir veterinere ulaşmak, zaman ve maliyet açısından ciddi bir yüktür.
Ayrıca, bölgedeki süt ve et işleme tesislerinin varlığı da önemlidir. Sütünü veya etini yüksek fiyattan satabileceğin, rekabetçi bir pazarın olması işin sürdürülebilirliğini sağlar. Örneğin, Balıkesir ve Bursa gibi illerde entegre et ve süt işleme tesislerinin yoğunluğu, hayvancılığı cazip hale getirir. Hayvan pazarının canlılığı da bir diğer faktör. Hayvan alım-satımının yoğun olduğu bölgelerde, sürünü yenileme veya büyütme fırsatların daha fazla olur.
Özetle, büyükbaş hayvancılık; coğrafya, iklim, yem üretimi, lojistik ve destekleyici altyapı gibi birçok faktörün birleşimiyle başarılı olan bir faaliyettir. Bu işe girişmeden önce, bu faktörleri kendi bölgen için detaylıca analiz etmeni şiddetle tavsiye ederim.