Şerife Bacı, Kurtuluş Savaşı'nın isimsiz kahramanlarından biri olarak Türk milletinin hafızasına kazınmıştır. İnebolu'dan Ankara'ya cephane taşırken gösterdiği fedakarlık, vatan sevgisinin ve kadınların savaşın kazanılmasındaki kritik rolünün sembolü haline gelmiştir. Peki, Şerife Bacı'nın bu destansı öyküsü nasıl başladı?
Şerife Bacı'nın Milli Mücadele'ye Katılımı
Şerife Bacı, Kastamonu'nun Seydiler köyünde yoksul bir yaşam sürerken, Milli Mücadele'nin başlamasıyla birlikte ülkenin dört bir yanındaki vatanseverler gibi harekete geçti. İnebolu'ya deniz yoluyla gelen cephanelerin Ankara'ya ulaştırılması görevi, zorlu kış şartlarına rağmen gönüllü kadınlar ve erkekler tarafından üstlenilmişti. Şerife Bacı da, yaşlı babası ve bebeğiyle birlikte bu kutsal göreve katıldı. Amacı, ülkesinin bağımsızlığı için elinden geleni yapmaktı.
Şerife Bacı'nın Vefatı ve Sembolleşmesi
Aralık 1921'de, kışın çetin koşullarında kağnısıyla cephane taşırken donarak şehit düşen Şerife Bacı, Türk kadınının kahramanlığının sembolü oldu. Soğuktan korunmak için üzerine örttüğü cephaneyi kurtarmak için verdiği mücadele, vatan sevgisinin en güzel örneklerinden biri olarak tarihe geçti. Şerife Bacı'nın fedakarlığı, savaşın kazanılmasında Anadolu kadınlarının oynadığı hayati rolü gözler önüne serdi.
Sonuç
Şerife Bacı, sadece bir isim değil, aynı zamanda Türk milletinin bağımsızlık aşkının, fedakarlığının ve kahramanlığının bir simgesidir. Onun öyküsü, gelecek nesillere aktarılması gereken bir destandır. Şerife Bacı ve onun gibi isimsiz kahramanlar sayesinde bugün özgürce yaşıyoruz. Onların aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz.