Il ve ilçeleri belediyeleri kim yönetir?

Belediyeleri Kim Yönetir? İşte Gerçekler!

Belediyeler, yerel yönetimlerin temel taşlarıdır. Peki, bu koca yapıyı kim yönetiyor, kararlar nasıl alınıyor, paralar nasıl harcanıyor? Deneyimlerime göre, bu konuda kafalar biraz karışık. Gelin, bu karmaşayı netleştirelim.

  1. Seçilmişler ve Atanmışlar: İki Kademeli Yönetim

Belediyelerin yönetim kademesi temelde iki ana kolda ilerler: seçilmişler ve atanmışlar. Senin de bildiğin gibi, belediye başkanı ve belediye meclis üyeleri seçimle iş başına gelir. Bunlar, siyasi iradenin ve halkın temsilcileridir. Halkın beklentilerini, ihtiyaçlarını doğrudan yansıtırlar. Örneğin, 2019 yerel seçimlerinde Türkiye genelinde 1389 belediye başkanı seçildi. Bu başkanlar, kendi illerinin veya ilçelerinin kalkınması için projeler üretir, bütçe hazırlarlar. Belediye meclisi ise, başkanın kararlarını denetler, onaylar veya reddeder. Meclis, genellikle farklı siyasi partilerden gelen üyelerden oluşur ve bu da denge mekanizmasını güçlendirir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 320 kişilik meclisi, bu dengeye iyi bir örnektir.

Diğer yandan, belediyelerde bir de atanmışlar ordusu var. Bunlar, bürokratik kadrolardır. Genel sekreter, genel müdürler, daire başkanları ve müdürler, yani teknik ve idari işleri yürüten profesyoneller. Bunlar, seçilmişlerin aldığı kararları uygulamakla yükümlüdürler. Örneğin, bir belediye başkanı "Şu mahalleye park yapalım" dediğinde, bu kararı hayata geçirecek olan İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı'ndaki mühendisler, Park ve Bahçeler Müdürlüğü'ndeki peyzaj mimarlarıdır. Bu atanmışlar, kamu hizmetinin sürekliliğini ve profesyonel işleyişi sağlar. Belediyelerin personel yapısı oldukça geniştir; büyükşehir belediyelerinde on binlerce, ilçe belediyelerinde ise yüzlerce personel çalışabilir. Örneğin, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin yaklaşık 25 bin çalışanı olduğu biliniyor. Bu devasa kadro, belediye hizmetlerinin aksamadan yürümesini sağlar.

  1. Bütçe ve Karar Alma Süreçleri: Şeffaflık ve Denetim

Belediyeler, devasa bütçeleri yönetirler. Bu bütçeler, senin ve benim vergilerimizle, merkezi bütçeden gelen paylarla ve belediyenin kendi gelirleriyle (emlak vergisi, su faturaları, ruhsat harçları vb.) oluşur. Bütçenin hazırlanması ve harcanması süreci, belediye başkanının öncülüğünde başlar. Başkan, stratejik planına uygun olarak bütçe taslağını hazırlar. Bu taslak daha sonra belediye meclisine sunulur ve mecliste detaylıca tartışılır, gerekli görülen değişiklikler yapılır ve oylanarak kabul edilir. Bu süreç, oldukça şeffaf olmak zorundadır. Belediyelerin çoğu, bütçe raporlarını ve harcamalarını kendi web sitelerinde yayınlar. Örneğin, birçok belediye, aylık mali tablolarını "Şeffaf Belediyecilik" başlığı altında kamuoyuyla paylaşır. Bu, halkın parasının nereye harcandığını görmesi açısından çok kritik bir denetim mekanizmasıdır.

Karar alma süreçlerinde ise belediye meclisi kilit rol oynar. Başkanın önerdiği her proje, her yönetmelik değişikliği, her imar planı tadilatı meclisten geçmek zorundadır. Meclis toplantıları genellikle halka açıktır ve bazı belediyeler bu toplantıları canlı yayınlar. Bu sayede, hangi kararın neden alındığını, hangi meclis üyesinin ne yönde oy kullandığını takip edebilirsin. Ayrıca, belediyelerin bünyesinde oluşturulan çeşitli komisyonlar (İmar Komisyonu, Plan ve Bütçe Komisyonu vb.) da karar alma süreçlerinde önemli rol oynar. Bu komisyonlar, konuları daha derinlemesine inceleyerek meclise rapor sunarlar. Bu çok katmanlı yapı, tek bir kişinin keyfi karar almasını engeller ve daha kapsayıcı kararların alınmasını teşvik eder.

  1. Merkezi İdarenin Etkisi ve Bağlantılar: İçişleri Bakanlığı ve Sayıştay

Belediyeler özerk yapılar olsa da, tamamen bağımsız değillerdir. Merkezi idare ile güçlü bağları vardır ve bu bağlar, özellikle denetim ve koordinasyon noktasında kendini gösterir. İçişleri Bakanlığı, belediyelerin genel denetiminden sorumludur. Belediyelerin mevzuata uygun hareket edip etmediğini, kamu kaynaklarını doğru kullanıp kullanmadığını denetler. Ayrıca, bakanlık, belediyelere yönelik genelge ve yönetmelikler yayınlayarak standartları belirler. Örneğin, bir belediyenin personel alımında veya ihale süreçlerinde uyması gereken kurallar, İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenen çerçeveye tabidir.

Bir diğer önemli denetim mekanizması ise Sayıştay'dır. Sayıştay, belediyelerin mali denetimini yapar. Yaptıkları harcamaların yasalara uygunluğunu, bütçe disiplinine riayet edilip edilmediğini inceler. Sayıştay raporları, belediyelerin mali tablolarının ne kadar sağlıklı olduğunu gösterir ve kamuoyuna açıklandığında önemli bir şeffaflık aracı olur. Eğer bir belediye, Sayıştay denetiminden olumsuz bir rapor alırsa, bu durum o belediyenin yönetiminde ciddi sorunlar olduğu anlamına gelebilir ve hatta yargı süreçlerini tetikleyebilir.

Ayrıca, büyük projelerde veya bazı özel durumlarda, merkezi hükümetin onayına ihtiyaç duyulabilir. Örneğin, büyük bir altyapı projesi için dış kredi kullanılması gerektiğinde, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın onayı şart koşulabilir. Bu bağlantılar, yerel yönetimlerin sadece kendi başlarına değil, ülkenin genel kalkınma hedefleri ve politikaları doğrultusunda hareket etmesini sağlar. Yani, belediyeler kendi başına buyruk birer ada değildir, merkezi idareyle sürekli bir etkileşim ve denetim içindedirler.