Efsanelere konu olmuş Kral Midas'ın sırlarla dolu hayatında, en çok merak edilen detaylardan biri de neden eşek kulaklı olarak anıldığıdır. Mitolojiye meraklıysanız, bu ilginç hikayeye yakından bakalım.
Midas'ın Dokunuşu ve Tanrı Apollon
Kral Midas, Frigya'nın zengin ve güçlü hükümdarıydı. Bir gün, Tanrı Dionysos'un yoldaşı olan Silenos'u misafir eder ve ona iyi bakar. Dionysos, bu iyiliğe karşılık Midas'a bir dilek hakkı sunar. Midas, açgözlülükle her dokunduğunun altına dönüşmesini diler. Dileği kabul olur, ancak yiyecek ve içecekler de altına dönüşünce Midas durumun ciddiyetini anlar. Dionysos'a yalvarır ve tanrı, Midas'a Paktolos Nehri'nde yıkanarak bu lanetten kurtulabileceğini söyler. Midas nehirde yıkanır ve altının laneti nehirden geçer. İşte bu yüzden Paktolos Nehri'nin altın taşıdığına inanılır. Ancak Midas'ın başına gelenler bununla sınırlı kalmaz.
Apollon'un Gazabı ve Eşek Kulakları
Midas, bu olaydan sonra insanlardan uzaklaşır ve kır yaşamına döner. Bir gün, Tanrı Apollon ile Pan arasında bir müzik yarışması düzenlenir. Midas, Pan'ın müziğini beğenir ve Apollon'a karşı gelir. Bunun üzerine öfkelenen Apollon, Midas'ı eşek kulaklarıyla cezalandırır. Midas, bu utancını herkesten saklamak için sürekli büyük bir şapka takar.
Berberin Sırrı ve İfşası
Ancak Midas'ın sırrı sonsuza kadar saklı kalamaz. Saçlarını kesmek zorunda olan berberi, bu sırrı kimseye söylememesi konusunda yemin ettirilse de, dayanamaz ve bir kuyuya "Kral Midas'ın kulakları eşek kulaklarıdır!" diye fısıldar. Söylenti yayılır ve sonunda herkes Midas'ın sırrını öğrenir. Bazı kaynaklara göre ise, berberin fısıldadığı kuyudan çıkan kamışlar bu sırrı açığa vurur.
Sonuç
Kral Midas'ın eşek kulakları efsanesi, açgözlülüğün ve bilgeliğe kulak vermemenin bir sembolü olarak günümüze kadar ulaşmıştır. Bu hikaye, mitolojinin zenginliğini ve derslerle dolu yapısını bir kez daha gözler önüne seriyor.