Tasavvuf ehlinin sıklıkla tartıştığı ve merak edilen bir konu: Allah kuluna aşık olur mu? Bu sorunun cevabı, hem dini metinlerdeki ifadeler hem de aşkın derin anlamı üzerinden farklı yorumlara açık. Gelin, bu konuyu birlikte inceleyelim.
Aşkın İlahi Boyutu
Aşk, sadece insana özgü bir duygu değildir. İslam inancına göre Allah, yarattığı her şeyi sevgiyle kuşatmıştır. Rahman ve Rahim isimleri, O'nun şefkatini ve merhametini ifade eder. Ancak "aşk" kavramı, insani duygularla özdeşleştiği için Allah'a atfedilirken dikkatli olunmalıdır. Allah'ın sevgisi, yaratılan her şeye yöneliktir ve bu sevgi, insan idrakinin ötesinde, sonsuz ve kusursuz bir nitelik taşır.
Kulların Allah'a Aşkı
Tasavvuf düşüncesinde, kulun Allah'a duyduğu aşk, en yüce makamlardan biri olarak kabul edilir. Bu aşk, fani olan her şeyden yüz çevirip, yalnızca O'na yönelmeyi, O'nun rızasını her şeyin üstünde tutmayı ifade eder. Aşık Yunus Emre'nin dizelerinde yankı bulan bu aşk, insanın manevi yolculuğunda ulaşabileceği en yüksek mertebelerden biridir.
Allah'ın Kullarına Muhabbeti
Kur'an-ı Kerim'de Allah'ın, "muhsin" olanları (iyilik yapanları), "mutteki" olanları (sakınanları) ve "tevbekar" olanları sevdiği belirtilir. Bu ifadeler, Allah'ın kullarına olan muhabbetinin birer yansımasıdır. Allah, kullarının kendisine yönelmesini, O'nun emirlerine uymasını ve güzel ahlakla bezenmesini ister. Bu durumda, Allah'ın sevgisi ve hoşnutluğu, kul için en büyük mükafat olur.
Sonuç
"Allah kuluna aşık olur mu?" sorusunun cevabı doğrudan bir evet veya hayır şeklinde verilemez. Ancak Allah'ın kullarına karşı sonsuz bir şefkat, merhamet ve muhabbet beslediği, dini metinlerde açıkça ifade edilmektedir. Kulun Allah'a olan aşkı ise, manevi bir yükselişin, O'na yakınlaşmanın ve O'nun rızasını kazanmanın en güzel yoludur.