Ay ve güneş takvimini kim bulmuştur?

Ay ve Güneş Takviminin Kökenleri: Kim Buldu Sanıyorsun?

Şimdi şöyle düşünelim: Gökyüzüne bakıp da düzeni fark etmemek mümkün mü? Özellikle de o koca ayın her gece farklı bir yüzünü göstermesi, güneşin her gün aynı yerden doğup batması... İşte bu döngüler, insanoğlunun en eski gözlemlerinden. Peki, "Ay ve güneş takvimini kim bulmuştur?" sorusuna öyle tek bir isimle, tek bir olayla cevap verebilir miyiz? Deneyimlerime göre, bu biraz daha karmaşık bir hikaye ve aslında bir "buluş"tan ziyade, binlerce yıllık bir evrim ve kolektif birikimin sonucu.

Mezopotamya'dan Mısır'a: İlk Gözlemciler ve Kayıtlar

Eğer takvimlerin izini süreceksek, ilk durağımız kesinlikle Mezopotamya, yani günümüz Irak toprakları olmalı. M.Ö.

  1. binyıldan itibaren Sümerler, Babililer ve Asurlular, tarım faaliyetlerini düzenlemek, dini ritüelleri belirlemek için gök cisimlerini çok ciddi bir şekilde gözlemlemeye başladılar. Onlar, özellikle ayın evrelerini temel alan bir takvim kullandılar. Ayın hilalden dolunaya, oradan tekrar hilale dönmesi yaklaşık 29.5 gün sürerdi. Mezopotamyalılar bunu bildikleri için, ayları 29 ve 30 gün olarak belirleyip, 12 ay sonunda yaklaşık 354 günlük bir yıl elde ettiler.

  • Sümerler: Ayın evrelerini takip ederek 12 aylık bir takvim kullandılar. Ancak bu, güneş yılından yaklaşık 11 gün kısaydı. Bu fark zamanla birikince mevsimlerle takvim arasında kayma oluyordu. Bu sorunu çözmek için belirli aralıklarla (yaklaşık her 3 yılda bir)
    1. bir ay ekleyerek takvimi "senkronize" etme yoluna gittiler. Bu, ay-güneş takvimlerinin ilk örneklerinden biriydi.
  • Babililer: Sümerlerin sistemini geliştirdiler. Onlar da 354 günlük bir ay takvimi kullandılar ve yine mevsimsel kaymayı düzeltmek için artık ay (intercalary month) eklediler. Babil astronomisi ve matematiği, gök cisimlerinin hareketlerini o kadar hassas bir şekilde hesapladı ki, tutulmaları bile tahmin edebiliyorlardı. Bu bilgiler, daha sonra Yunan ve Hint astronomisine de ilham verdi.

Mısır'a geçtiğimizde ise biraz farklı bir tabloyla karşılaşıyoruz. Nil Nehri'nin taşması, Mısırlılar için hayat memat meselesiydi. Bu taşkınlar her yıl yaklaşık aynı zamanda gerçekleşiyordu ve gökyüzünde Sirius (Sopdet) yıldızının ilk kez şafakta görünmesiyle çakışıyordu. İşte bu gözlem, Mısırlıları tamamen güneşe dayalı bir takvime yöneltti. Onlar, bir güneş yılının yaklaşık 365 gün olduğunu M.Ö. 3000'li yıllardan itibaren tespit etmişlerdi. 12 adet 30 günlük ay ve sonuna ekledikleri 5 "artık gün" ile 365 günlük bir takvim oluşturdular. Bu, modern takvimimize çok benzeyen, tamamen güneş odaklı ilk takvimdi.

Roma ve Jülyen Takvimi: Güneşin Zaferi

Roma İmparatorluğu dönemine geldiğimizde, takvimde büyük bir karmaşa vardı. Eski Roma takvimi ay temelliydi ve düzensiz aralıklarla eklenen artık aylarla tam bir baş ağrısıydı. İşte bu noktada Jülyen Sezar devreye girdi. M.Ö. 46 yılında, İskenderiyeli astronom Sosigenes'in yardımıyla, Mısır'ın güneş takvimini temel alan bir reform başlattı. Bu reformun sonucunda ortaya çıkan Jülyen Takvimi, 365 gün ve her dört yılda bir eklenen bir artık gün (29 Şubat) prensibine dayanıyordu.

  • Hassasiyet: Jülyen Takvimi, bir güneş yılını 365.25 gün olarak kabul ediyordu. Gerçek tropik yıl 365.2422 gün olduğu için, bu takvimde her 128 yılda bir yaklaşık 1 günlük bir hata birikiyordu. O zamana göre inanılmaz bir hassasiyetti bu.
  • Yaygınlaşma: Roma İmparatorluğu'nun genişlemesiyle birlikte Jülyen Takvimi, Avrupa ve Akdeniz çevresinde hızla yayıldı. Bin yıldan uzun süre Avrupa'nın standart takvimi oldu.

Jülyen Takvimi, Paskalya gibi dini bayramların tarihlerinin belirlenmesinde önemli rol oynadı. Ancak o küçük 11 dakikalık fark, yüzyıllar içinde birikerek

  1. yüzyıla gelindiğinde yaklaşık 10 günlük bir kaymaya neden oldu. Bu da Paskalya'nın bahar ekinoksundan uzaklaşması gibi sorunlara yol açtı.

Gregoryen Takvimi: Hatanın Düzeltilmesi ve Globalleşme

Jülyen Takvimi'ndeki bu birikimli hata,

  1. yüzyılda doruk noktasına ulaştı. Papa XIII. Gregory, bu durumu düzeltmek için bir komisyon kurdu. İtalyan doktor ve astronom Aloysius Lilius ve Cizvit matematikçi Christopher Clavius'un çalışmaları sonucunda, 1582 yılında Gregoryen Takvimi ilan edildi.

  • Düzeltme: Gregoryen Takvimi, Jülyen Takvimi'nin 365.25 günlük yıl uzunluğunu 365.2425 güne indirerek hatayı büyük ölçüde düzeltti. Bunu yapmak için şu kuralı koydu: "Yüzle bölünebilen yıllardan sadece 400'e bölünebilenler artık yıl sayılır." Yani 1700, 1800, 1900 artık yıl değilken, 2000 artık yıl oldu.
  • Uygulama: Gregoryen Takvimi'ne geçişte 10 gün atlandı. Örneğin, 4 Ekim 1582 Perşembe'yi, 15 Ekim 1582 Cuma izledi. Bu, başlangıçta büyük karışıklıklara ve direnişlere yol açsa da, zamanla dünyanın büyük bir kısmında kabul gördü.

Bugün kullandığımız takvim, işte bu Gregoryen Takvimi'dir ve güneşin döngüsüne dayalıdır. Ay takvimleri ise özellikle İslami takvim gibi dini amaçlarla hala kullanılmaya devam etmektedir. Yani "Ay ve güneş takvimini kim buldu?" sorusunun tek bir cevabı yok. Bu, Mezopotamya'dan Mısır'a, Roma'dan Rönesans'a kadar uzanan, binlerce yıllık gözlem, matematik ve düzenleme çabasının bir sonucudur. Her biri, kendi döneminin bilgi birikimi ve ihtiyaçları doğrultusunda bu muazzam yapbozun bir parçası olmuştur.