Önleme araması ve adli arama nedir?
Önleme Araması ve Adli Arama: Ne Fark Var, Ne Bilmek Gerekir?
Hayatımızın bir noktasında illaki karşımıza çıkabilecek iki terim: önleme araması ve adli arama. İkisinin de amacı bir şeyleri ortaya çıkarmak, bir süreci işletmek olsa da, aralarındaki farkları bilmek sana hem hukuki açıdan hem de günlük hayatta ne olduğunu anlaman açısından büyük fayda sağlar. Gelin bu iki kavramı en net haliyle ele alalım.
Önleme Araması: Tehlikeyi Daha Ortaya Çıkmadan Durdurmak
Önleme araması, adından da anlaşılacağı gibi, henüz bir suç işlenmemiş veya işlenmekte olduğu kuvvetle muhtemel olmayan durumlarda, kamu düzenini veya kişilerin can ve mal güvenliğini korumak amacıyla yapılır. Buradaki anahtar kelime önleyici tedbirdir. Yani henüz bir delil arayışında değiliz, daha çok bir olayın önüne geçmeye çalışıyoruz.
Deneyimlerime göre önleme aramaları genellikle şu gibi durumlarda karşımıza çıkar:
- Toplum Destekli Polislik Uygulamaları: Bir bölgede asayişin bozulması ihtimali varsa (örneğin, bir futbol maçı öncesinde stat çevresinde veya bir festival alanında), güvenlik güçleri genel bir kontrol yapabilir. Bu, kişilerin üzerini veya araçlarını, bir tehlike unsuru taşıyıp taşımadığını anlamak için kontrol etmeyi içerebilir. Burada amaç, suç aleti veya uyuşturucu gibi maddelerin mekan içine sokulmasını engellemektir.
- Acil Durumlar ve Kamu Güvenliği: Bir terör ihbarı yapıldığında veya toplumsal olayların önlenmesi gerektiğinde, polisler geniş çaplı kontroller yapabilir. Örneğin, belirli bir cadde üzerinde veya toplu taşıma araçlarında kimlik sorgulaması ve basit üst aramaları bu kapsamda değerlendirilebilir.
- Belirli Bölgelerdeki Genel Kontroller: Mahkemeden veya savcılıktan alınmış genel bir arama kararı olmasa bile, kanun koyucu bazı durumlarda polise önleyici nitelikte kontroller yapma yetkisi verebilir. Örneğin, 5651 sayılı Kanun kapsamında internet kafelerde, umuma açık yerlerde yapılan denetimler bu kategoriye girebilir.
Önleme aramalarında genel bir şüphe veya somut bir delil aranmaz. Amaç, toplumsal huzuru ve güvenliği sağlamaktır. Bu tür aramalar genellikle genel veступительный (başlatıcı) niteliktedir. Kişilerin kimliklerinin doğrulanması, üzerlerinde tehlike yaratacak bir cisim olup olmadığının kontrolü gibi basit eylemleri kapsar.
Adli Arama: Suçun İzini Sürmek
Adli arama ise çok daha farklı bir zeminde ilerler. Burada amaç, bir suçun işlendiğine dair makul bir şüphe varsa, bu suça ilişkin delilleri elde etmek, şüphelileri veya sanıkları yakalamak veya suçun izlerini ortadan kaldırmadan güvence altına almaktır. Yani, delil toplama odaklı bir faaliyettir.
Deneyimlerime göre adli arama, genellikle şu koşullara bağlıdır:
- Somut Delil veya Makul Şüphe: Bir kişinin evinde, aracında veya üzerinde adli arama yapılabilmesi için, o kişi hakkında bir suç işlediğine veya suçla ilgili bilgi, belge veya eşya bulundurduğuna dair makul bir şüphenin mevcut olması gerekir. Bu şüphe, ihbar, tanık beyanı, fiziki takip veya başka bir delilden kaynaklanabilir. Örneğin, polisin uyuşturucu ticareti yaptığına dair güçlü bir ihbar alması ve bunu somutlaştırması durumunda adli arama kararı çıkarılabilir.
- Hâkim veya Savcı Kararı: Adli arama, mutlaka bir hâkim veya gecikmesinde sakınca görülen hallerde Cumhuriyet savcısı tarafından verilen bir arama kararıyla yapılır. Soruşturma aşamasında savcı kararı, kovuşturma aşamasında ise hâkim kararı gerekir. Bu kararlarda, aramanın neden yapıldığı, nerede ve kimin üzerinde veya hangi eşyalarla ilgili yapılacağı açıkça belirtilir.
- Delil Elde Etme Amacı: Adli arama ile ele geçirilen herhangi bir eşya veya elde edilen bilgi, suçun aydınlatılmasında delil olarak kullanılır. Örneğin, bir dolandırıcılık soruşturmasında, şüphelinin bilgisayarında veya telefonunda ele geçirilen mesajlar, banka kayıtları adli delil niteliğindedir.
Adli arama, önleme aramasından farklı olarak daha kişisel haklara müdahale niteliği taşır ve bu nedenle yasal zemini daha sıkı çizilmiştir. Kanunlar, bu tür aramaların keyfi yapılmasını engellemek için usul hükümleriyle sıkı kurallar getirmiştir. Örneğin, CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu) 116-119 maddeleri adli aramayı düzenler ve buradaki usul kurallarına uyulması esastır.
Peki, Senin Hakların Neler?
Her iki durumda da senin bazı hakların var. Bunları bilmek, olası bir ihlal durumunda ne yapacağını anlamanı sağlar.
- Bilgi Alma Hakkı: Hem önleme hem de adli arama sırasında, hangi sebeple arandığını sorma hakkın var. Güvenlik görevlilerinden arama gerekçesini açıklamasını istemelisin.
- Kararı Görme Hakkı (Adli Arama): Adli arama durumunda, arama kararını veya savcının yazılı emrini görme hakkın vardır. Eğer hakim veya savcı kararı yoksa ve "gecikmesinde sakınca bulunan hal" gerekçesiyle arama yapılıyorsa, bu durumun açıkça belirtilmesi gerekir.
- Şahitlik Etme Hakkı: Aramanın yapıldığı yerde bulunuyorsan, arama tutanağının düzenlenmesi sırasında şahit olarak bulunmak isteyebilirsin. Tutanakta, arama sırasında olup bitenleri kendi gözlemlerinle ve tarafsızca yazdırabilirsin.
- Yargı Yoluyla İtiraz Hakkı: Yapılan aramanın hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsan, arama kararına veya bu işlem sonucunda elde edilen delillere karşı ilgili mahkemeye başvurarak itiraz edebilirsin. Deneyimlerime göre, özellikle adli aramaların usulüne uygun yapılmadığı durumlarda bu itirazlar sonucunda elde edilen delillerin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle reddedilmesi mümkündür.
Unutma, bir görevli sana kimliğini sormadan veya yetkisini belirtmeden bir işlem yapamaz. Hem önleme hem de adli arama sırasında sana karşı nazik ama kesin bir dil kullanmak, haklarını bilmek ve bunları dile getirmek önemlidir.
Özetle, Nasıl Yaklaşmalı?
Bir güvenlik görevlisi sana yaklaşıp bir kontrol yapmak istediğinde:
- Sakin Ol: Panik yapmak durumu daha da kötüleştirebilir. Sakinliğini koruyarak iletişim kurmaya çalış.
- Sebep Sor: "Ne için kontrol yapıyorsunuz?" veya "Neden beni durdurdunuz?" gibi sorularla aramanın sebebini öğren.
- Yetkiyi Sor: Özellikle adli bir arama söz konusuysa, hakim veya savcı kararı olup olmadığını sor.
- İşbirliği Yap Ama Haklarından Vazgeçme: Genellikle işbirliği yapmak süreci kolaylaştırır. Ancak haklarını da unutma. Eğer bir ihlal söz konusuysa, bunu nazikçe dile getir.
- Tutanakları Dikkatle İncele: Aramanın sonucunda bir tutanak düzenleniyorsa, içine yazılanları dikkatle oku ve her şeyin doğru olduğundan emin ol. Hatalı veya eksik bir bilgi varsa bunu tutanağa geçirmelerini iste.
Bu bilgilerin sana hem önleyici hem de adli arama süreçlerinde yol göstereceğine inanıyorum. Unutma, bilgi güçtür ve haklarını bilmek seni korur.