Wer sind sie nasıl cevap verilir?

"Wer sind sie?" Nasıl Cevaplanır?

Bir Alman'la sohbet ederken ya da resmi bir ortamda "Wer sind sie?" sorusuyla karşılaştığında, ilk başta "Ben kimim ki?" diye düşünmek doğal. Ama bu soru, aslında senin kimliğini, mesleğini, bazen de neden orada olduğunu merak eden, gayet standart bir tanışma sorusu. Cevap verirken hem kendin ol hem de Alman kültüründeki beklentilere uygun, net ve kısa bilgiler ver.

  1. Bağlama Göre Cevap Ver: Durum Analizi Şart!

"Wer sind sie?" sorusuna verilecek cevap, bulunduğun ortama göre %100 değişir. Bir iş görüşmesinde "Ben hayatı seven, kedileri okşayan biriyim" demezsin değil mi? Durum analizi kritik. Deneyimlerime göre, bu soruyu duyduğunda zihninde 2 saniye içinde şu soruları yanıtlamalısın:

  • Bu ortam ne kadar resmi? Bir iş görüşmesi mi, bir arkadaş ortamı mı, yoksa bir kamu kuruluşu önünde miyim?
  • Soran kişi kim? Potansiyel işveren mi, yeni tanıştığım bir komşu mu, yoksa bir memur mu?
  • Benden ne kadar bilgi bekliyor? Sadece adımı mı, mesleğimi mi, yoksa hobi ve ilgi alanlarımı da mı?

Örneğin, bir Alman firmasında iş görüşmesindesin. Soruyu soran İnsan Kaynakları Müdürü. Bu durumda cevabın kesinlikle mesleki kimliğin ve deneyimlerin üzerine odaklanmalı. "Ich bin [Adın Soyadın], ich bin Softwareentwickler mit 5 Jahren Erfahrung in der agilen Projektentwicklung." (Ben [Adın Soyadın], çevik proje geliştirmede 5 yıllık deneyime sahip bir yazılım geliştiricisiyim.) gibi net bir ifade kullanabilirsin. Eğer yeni taşındığın bir apartmanda komşun soruyorsa, "Ich bin [Adın Soyadın], ich bin Ihr neuer Nachbar und arbeite als Lehrer." (Ben [Adın Soyadın], yeni komşunuzum ve öğretmen olarak çalışıyorum.) demen yeterli olur. Gördüğün gibi, cevap oranda %80 değişiyor.

  1. Net ve Öz Ol: Almanlar Dolambaçlı Söz Sevmez!

Alman iletişim kültüründe doğrudanlık ve netlik esastır. Bu soruyu cevaplarken de dolambaçlı yollara sapma. Kendini en az kelimeyle, en doğru şekilde ifade et. Deneyimlerime göre, 3 cümleyi geçmeyen cevaplar idealdir. Şunu unutma: Karşıdaki kişi senin tüm hayat hikayeni dinlemek istemiyor, sadece temel bir çerçeve çizmeni bekliyor.

  • Genel kural: Adın + Mesleğin/Statün + Kısa bir ek bilgi (gerekliyse).
  • Öğrenciysen: "Ich bin [Adın Soyadın], ich studiere [Bölümün] an der [Üniversitenin Adı]." (Ben [Adın Soyadın], [Üniversitenin Adı]'nda [Bölümün] okuyorum.)
  • Esnaf/Serbest çalışan isen: "Ich bin [Adın Soyadın], ich bin selbstständiger Fotograf/Grafikdesigner." (Ben [Adın Soyadın], serbest çalışan bir fotoğrafçı/grafik tasarımcıyım.) Ya da "Ich habe ein kleines Geschäft für handgemachten Schmuck." (El yapımı takılar için küçük bir dükkanım var.)
  • Bir etkinliğe katılımcı olarak gittiysen: "Ich bin [Adın Soyadın], ich bin heute hier als Gast/Teilnehmer." (Ben [Adın Soyadın], bugün burada misafir/katılımcı olarak bulunuyorum.)

Gereksiz detaylardan kaçın. Hobilerini ya da aile durumunu, ancak sohbet ilerledikçe ve karşı taraf ilgi gösterirse anlat. İlk izlenim, senin kim olduğunu net bir şekilde ifade etmekle başlar.

  1. Vücut Dili ve Tonlama: Güven Veren Bir Duruş Sergile!

Sözlerin kadar, onları nasıl söylediğin de önemlidir. Göz teması kurmak, hafif bir gülümseme ve kendinden emin bir ses tonu, cevabını çok daha etkili kılar. Deneyimlerime göre, Almanca konuşurken biraz daha ciddi ve kendinden emin bir duruş sergilemek, karşı tarafta olumlu bir etki bırakır.

  • Cevabı verirken, karşıdaki kişinin gözlerine bak. Bu, samimiyet ve güven göstergesidir.
  • Ses tonunu ayarlarken, ne çok yüksek ne de çok alçak konuş. Net ve anlaşılır bir tonda ol.
  • Gülümseme, özellikle ilk tanışmalarda buzları kırar. Ancak abartılı bir kahkaha ya da sırıtma yerine, içten ve hafif bir gülümseme tercih et.

Unutma, Alman kültürü profesyonellikte ve ciddiyette rahatlık arar. Samimi ol ama ciddiyetini koru. Bu dengeyi yakaladığında, "Wer sind sie?" sorusunun cevabı sadece bir bilgi değil, aynı zamanda olumlu bir ilk izlenim de yaratır.