6306 nolu kanun nedir?
6306 Sayılı Kanun: Kentsel Dönüşümün Kilit Noktası
6306 sayılı afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkında kanun, Türkiye'de özellikle deprem gerçeği göz önüne alındığında, hayatımızın önemli bir parçası haline gelmiş durumda. Deneyimlerime göre, bu kanunu anlamak, hem mal sahipleri hem de kiracılar için geleceğe dair planlama yapmak adına kritik.
- Kanunun Amacı ve Kapsamı: Neden Ortaya Çıktı?
Bu kanun, temel olarak riskli binaların yıktırılıp, yerlerine daha güvenli ve modern yapılar inşa edilmesini amaçlıyor. Bu, sadece depreme karşı bir önlem değil; aynı zamanda yaşam kalitesini artırmak, şehirlerin estetik görünümünü iyileştirmek ve yapı stokunu modernize etmek gibi çok yönlü hedeflere hizmet ediyor.
Özellikle "riskli yapı tespiti" bu kanunun en temel adımlarından biri. İmar mevzuatına aykırı, yapı projelerine uymayan, taşıyıcı sisteminde proje, fen ve sanat kurallarına aykırı uygulama olan, statik yönden hasarlı, projeye aykırı olarak kullanılması durumunda ilgili mevzuat hükümlerine aykırı davranılmış yapılar, riskli yapı olarak değerlendiriliyor.
Kanun kapsamına giren alanlarda, riskli yapının tespiti, tahliyesi ve yıktırılması süreçlerini kolaylaştıran düzenlemeler bulunuyor. Tapu kütüğünde bulunan şerhler, hisselerin birbirine devri, anlaşma sağlanamayan durumlarda rayiç bedel üzerinden anlaşma veya bedel tespiti gibi konular da bu kanun çerçevesinde ele alınıyor.
- Hak Sahipliği ve Anlaşma Süreçleri: Senin Durumun Ne Olacak?
6306 sayılı kanunla riskli yapı tespit edilen bir yapıda ikamet ediyorsan veya yapı sahibiysen, süreç senin için şu şekilde işliyor:
- Riskli Yapı Tespiti: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından lisanslandırılmış kurumlarca binanın riskli olup olmadığına dair bir rapor hazırlanıyor. Bu rapor, belediyeye ve ilgili diğer kurumlara sunuluyor.
- Bildirim ve Süre: Bina sakinlerine ve maliklere tebligat yoluyla riskli yapı bilgisi veriliyor. Genellikle 15 gün içinde itiraz hakkı bulunuyor. İtiraz olmazsa veya itiraz reddedilirse, tahliye için 60 günlük süre başlıyor.
- Tahliye ve Destekler: Bu 60 gün içinde yapıyı tahliye etmen gerekiyor. Bu süreçte devlet tarafından kira yardımı veya konut kredisi gibi çeşitli destekler sunulabiliyor. Örneğin, güncel olarak kira yardımı 1.500 TL civarında olabilir, ancak bu rakamlar bakanlık tarafından güncellenebiliyor. Konut kredisi faiz oranlarında da belirli sürelere kadar avantajlar sağlanabiliyor.
- Anlaşma: En önemli nokta, malikler arasında anlaşma sağlanması. Eğer bina sakinlerinin üçte iki çoğunluğu (kat maliklerinin ve/vveya hissedarlarının sayı ve arsa payı bakımından) anlaşma sağlarsa, yeni proje için start veriliyor.
Deneyimlerime göre, anlaşma süreçleri en sancılı kısmı oluşturabiliyor. Farklı öncelikler, beklentiler ve mali durumlar nedeniyle uzayabilen görüşmelerde, iyi bir iletişim ve ortak bir zeminde buluşma kritik önem taşıyor. Eğer anlaşma sağlanamazsa, riskli yapının bulunduğu taşınmaz maliklerine arsa niteliğine göre, bulundukları bölgedeki rayiç bedelleri üzerinden bakanlık tarafından bir bedel teklif ediliyor. Bu teklif kabul edilmezse, mahkeme yoluyla bedel tespiti yoluna gidiliyor.
- Yeniden İnşa Süreçleri ve Senin Hakların: Yeni Evine Kavuşmak
Anlaşma sağlandıktan sonra iş yüklenici firmaya geçiyor. Peki, bu süreçte senin hakların neler ve nelere dikkat etmelisin?
- Sözleşme Yapmak: Yüklenici firma ile yapılacak olan sözleşme çok detaylı ve somut olmalı. Daire büyüklükleri, teslim tarihi, kullanılacak malzemeler, ödeme planı gibi her detay açıkça belirtilmeli. Avukat desteği almak bu aşamada faydalı olabilir.
- Teslim Süresi: Kanun, anlaşma sağlandıktan sonra en geç 2 yıl içinde yapının tamamlanmasını öngörüyor. Ancak bu süre, projenin niteliğine, izin süreçlerine ve piyasa koşullarına göre değişebiliyor.
- Daire Değişikliği veya Nakit Talep Etme: Eğer yeni projede istediğin gibi bir daire yoksa veya nakit ihtiyacın varsa, anlaşma ile bu durumlar da düzenlenebilir. Ancak bu, genellikle diğer maliklerin de onayına bağlı olabiliyor.
- Tapu ve Ruhsat İşlemleri: Yeniden inşa edilen yapının tapu devirleri ve yapı ruhsatı gibi resmi işlemler, genellikle maliklerin veya yüklenici firmanın sorumluluğundadır. Bu süreçleri takip etmek önemli.
Kentsel dönüşüm süreci sabır ve iyi bir takip gerektiriyor. Belediyeler ve bakanlıklar bu süreçlerde bilgilendirme noktaları oluşturabiliyorlar. Unutma, güvenli bir yaşam alanı senin de en doğal hakkın. Bu kanun, bu hakkı elde etmek için önemli bir araç.