Psikolog tanı koyabilir mi?
Psikolog Tanı Koyabilir mi? İşte Gerçekler
Öncelikle net bir cevap vereyim: Evet, psikologlar tanı koyabilir. Ancak bu, her psikoloğun her şeyi teşhis edebileceği anlamına gelmez. İşin içine girdiğimizde durum biraz daha nüanslılaşıyor.
Psikologların tanı koyma yetkisi, genellikle aldıkları eğitim, süpervizyon ve uzmanlık alanlarına bağlıdır. Temel olarak, psikologlar insan davranışlarını, zihinsel süreçlerini ve duygusal durumlarını değerlendirerek çeşitli ruhsal durumları tanımlayabilirler. Bu süreçte, görüşmeler, standartlaştırılmış psikolojik testler ve ölçekler kullanılır. Örneğin, depresyon, anksiyete bozuklukları, OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk), TSSB (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) gibi yaygın ruhsal sorunların tanısı, yetkin bir psikolog tarafından konulabilir.
Ama burada önemli bir ayrım var: Hangi psikologun ne kadar yetkin olduğu. Bir psikoloğun klinik psikoloji, danışmanlık psikolojisi gibi alanlarda lisansüstü eğitimini tamamlamış olması ve belli başlı tanısal kriterler (örneğin DSM-5 – Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı) hakkında bilgisi olması beklenir. Türkiye'de ruh sağlığı hizmetleri veren bir psikoloğun, ön lisans veya sadece temel lisans eğitimi almış birinden farkı budur. Klinik psikologlar genellikle daha derinlemesine değerlendirme ve tanı koyma konusunda daha fazla donanıma sahiptir.
Tanı Süreci Nasıl İşler?
Bir psikoloğa başvurduğunda, genellikle ilk birkaç seans değerlendirme amaçlıdır. Bu süreçte psikolog, seninle konuşarak şikayetlerini, geçmişini, yaşam koşullarını anlamaya çalışır. Bazen objektif veriler elde etmek için bazı testler uygulayabilir. Örneğin, bir MMPI (Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri) testi, kişinin kişilik özelliklerini ve olası ruhsal eğilimlerini anlamak için kullanılır. Bir başka örnek, depresyon düzeyini ölçmek için kullanılan Beck Depresyon Ölçeği'dir. Bu test sonuçları, psikoloğun gözlemleriyle birleşerek bir tanı hipotezi oluşturmasına yardımcı olur.
Deneyimlerime göre, bu değerlendirme süreci birkaç seans sürebilir ve kişinin durumuna göre daha fazla veya daha az zaman alabilir. Amaç, sadece bir etiket yapıştırmak değil, senin yaşadığın zorlukları anlamak ve bu zorlukların altında yatan nedenleri keşfetmektir. Tanı konulması, bir harita gibidir; sorunun nerede olduğunu anlamamıza ve bu harita üzerinden nasıl ilerleyeceğimize dair bir yol haritası çizer.
Psikiyatristler ve Psikologlar Arasındaki Fark Nedir?
Bu sıkça karıştırılan bir nokta. Temel fark, aldıkları eğitimdir.
- Psikiyatristler tıp doktorlarıdır. Ruhsal sorunları tıbbi ve biyolojik bir perspektiften ele alırlar. Bu nedenle ilaç yazma yetkileri vardır. Genellikle daha çok psikiyatrik bozuklukların tanısını koyma ve medikal tedavisini üstlenme konusunda odaklanırlar.
- Psikologlar ise insan davranışları, zihinsel süreçler ve duygusal dünyamız üzerine uzmanlaşmışlardır. Tanı koyma yetkileri olsa da, temel tedavi yöntemleri psikoterapidir (konuşma terapisi). Yani, ilaç dışındaki yöntemlerle ruh sağlığını iyileştirmeye odaklanırlar.
Bazı durumlarda psikolog ve psikiyatrist birlikte çalışır. Örneğin, bir depresyon tanısı konulduğunda, psikiyatrist ilaç tedavisini yönetirken, psikolog terapi yoluyla kişinin duygu ve düşünce kalıplarını değiştirmesine yardımcı olabilir. Bu işbirliği, günümüzde en etkili tedavi modellerinden biridir. Örneğin, 2020'de yapılan bir araştırmaya göre, anksiyete bozuklukları tedavisinde ilaç ve bilişsel davranışçı terapi (BDT) kombinasyonunun, tek başına ilaç veya tek başına terapiye göre daha yüksek iyileşme oranları gösterdiği tespit edilmiştir.
Ne Zaman Bir Psikoloğa Gitmelisin?
Eğer son zamanlarda kendini belirgin şekilde düşük hissetmeye başladıysan, sürekli kaygı yaşıyorsan, uyku düzenin bozulduysa, sosyal ilişkilerinde zorlanıyorsan veya günlük yaşam aktivitelerinden eskisi kadar zevk alamıyorsan, bir psikologla görüşmek iyi bir adım olabilir. Unutma, ruh sağlığın da fiziksel sağlığın kadar önemlidir.
Bazen insanlar "birkaç seans denemek" yerine hemen bir tanı bekler. Ama doğru bir tanı için, bazen birbirini takip eden seanslarda yapılan gözlemler ve testler gereklidir. Sabırlı olmak ve bu sürece güvenmek önemlidir. Eğer bir psikologla çalışmaya karar verirsen, ilk seanslarda güven duygusunu hissetmeye özen göster. İyi bir terapötik ilişki, iyileşme sürecinin temel taşlarından biridir.