Beşik kertmesi olan var mı?

Beşik kertmesi… Belki de çoğumuzun sadece duyduğu, eski zamanlara ait bir gelenek. Günümüzde pek rastlamasak da, bu kavram hala zihinlerde bir soru işareti olarak duruyor: Beşik kertmesi olan var mı? Ya da daha doğrusu, bu gelenek günümüz dünyasında hala geçerliliğini koruyor mu?

Beşik Kertmesi Nedir?

Beşik kertmesi, iki ailenin henüz bebekken birbirlerine söz vermesiyle gerçekleşen bir tür evlilik anlaşmasıdır. Genellikle aileler arasındaki dostluğu, akrabalığı veya ticari ilişkileri güçlendirmek amacıyla yapılırdı. Bebekler doğar doğmaz, hatta bazen anne karnındayken bile bu söz kesilirdi. Bu, o zamanlar toplumun yaygın bir uygulamasıydı ve evliliklerin büyük bir kısmı bu şekilde gerçekleşirdi.

Bu gelenek, özellikle kırsal kesimlerde ve geleneklerine bağlı toplumlarda daha sık görülürdü. Aileler, çocuklarının geleceğini garanti altına almak, soyadlarını devam ettirmek ve aile bağlarını kuvvetlendirmek için bu yola başvururlardı. Ancak, beşik kertmesi sadece bir evlilik vaadi değil, aynı zamanda iki ailenin birbirine karşı sorumluluklarını da içerirdi.

Günümüzde Beşik Kertmesi Var mı?

Modernleşmeyle birlikte beşik kertmesi geleneği büyük ölçüde ortadan kalktı. İnsanların evlilik kararlarını kendilerinin vermesi, eğitim seviyesinin yükselmesi ve kadınların toplumdaki rolünün değişmesi gibi faktörler, bu geleneğin zayıflamasına neden oldu. Günümüzde, zorla evlilikler ve çocuk evlilikleri yasalarla yasaklanmış durumda ve bu tür uygulamalar ciddi suçlar olarak kabul ediliyor.

Elbette, hala bazı bölgelerde veya geleneklerine sıkı sıkıya bağlı ailelerde beşik kertmesi uygulamasına rastlamak mümkün olabilir. Ancak bu durum, genel bir eğilimden ziyade istisnai bir durumdur. Günümüzde evlilikler, bireylerin kendi özgür iradeleriyle verdikleri kararlar sonucunda gerçekleşmektedir.

Beşik Kertmesi Hakkında Ne Düşünmeliyiz?

Beşik kertmesi, geçmişin bir parçası olarak kültürel mirasımızda yer alsa da, günümüz değerleriyle çelişen bir uygulamadır. İnsan hakları, çocuk hakları ve bireysel özgürlükler gibi kavramlar, bu tür zorla evliliklerin kabul edilemez olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu nedenle, geçmişi anlamak ve kültürel mirası korumak önemli olsa da, bu tür uygulamaların günümüzde tekrar canlandırılması veya desteklenmesi kesinlikle doğru değildir.

Unutmayalım ki, her birey kendi hayatının ve geleceğinin kararını verme hakkına sahiptir. Evlilik, iki insanın özgür iradeleriyle kurduğu bir birliktelik olmalıdır. Geçmişten ders alarak, geleceği daha aydınlık ve özgür bir şekilde inşa etmek hepimizin sorumluluğundadır.