Aman tanrım nasıl yazılır?
Yazmak mı istiyorsun? "Aman Tanrım Nasıl Yazılır?" Derdine Son!
Yazmak, özellikle de ilk adımları atarken, birçoğumuz için Everest'e tırmanmaktan farksız gelebilir. "Ne yazacağım?", "Nasıl başlayacağım?", "Dilim sürçer mi?", "Okuyan beğenir mi?" gibi yüzlerce soru beyninde dönüp duruyor, değil mi? Sakin ol. Deneyimlerime göre, bu soruların hepsi yazma sürecinin doğal bir parçası. Önemli olan, bu sorulara takılıp kalmak yerine, klavyeye oturup o ilk kelimeyi yazmak.
- İlk Adım: Konuyu ve Amacı Netleştir
Yazmaya başlamadan önce, ne hakkında yazacağını ve bu yazıyla neyi başarmak istediğini net bir şekilde belirlemelisin. Bu, yazının omurgasını oluşturur. Bir örnek vereyim: Diyelim ki "evde ekmek yapımı" hakkında yazacaksın. Sadece tarif mi vereceksin, yoksa ekmek yapımının tarihinden, farklı un çeşitlerinden mi bahsedeceksin? Ya da belki de evde ekmek yapmanın terapi gibi bir şey olduğunu mu vurgulayacaksın? Amacın ne? İnsanlara bilgi vermek mi, ilham vermek mi, yoksa sadece eğlendirmek mi? Bu soruların cevabı, yazının tonunu, yapısını ve hatta kelime seçimini doğrudan etkiler.
- Konu Seçimi: Gerçekten ilgini çeken bir şey seç. İlgini çekmeyen bir konuda yazmak, dişini çektirmek gibi yorucu olabilir. Bir konu listesi yapabilir, hatta ilham panosu oluşturabilirsin. Örneğin, ben bu yazıyı yazarken senin "Aman tanrım nasıl yazılır?" derdine derman olmak istedim, çünkü bu, benim de defalarca karşılaştığım bir durum.
- Hedef Kitle: Kimin için yazıyorsun? Bir uzmana mı, yoksa konuya tamamen yabancı birine mi? Hedef kitlenin bilgi seviyesi, kullanacağın dili ve açıklama derinliğini belirler. Örneğin, bu yazıda sana, yani yazmaya yeni başlayan veya zorlanan birine hitap ediyorum. Bu yüzden daha samimi ve açıklayıcı bir dil kullanıyorum.
- Yazının Amacı: Bilgilendirmek mi? İkna etmek mi? Eğlendirmek mi? Bir soruna çözüm sunmak mı? Amacın ne kadar net olursa, yazın da o kadar odaklı olur. Benim amacım, sana pratik ve uygulanabilir tavsiyeler vermek.
Bu adımı atlamamak, yazma sürecinde kaybolmanı engeller. Deneyimlerime göre, bu ön hazırlık, yazının %30'unu bitirmek gibidir.
- Yapı ve Taslak: Yazının İskeletini Oluştur
Konu ve amaç netleştikten sonra, yazının iskeletini oluşturmak çok önemli. Taslak çıkarmak, yazının akışını düzenler ve konudan sapmanı engeller. Ben genellikle şu basit yapıyı kullanırım:
- Giriş: Okuyucunun dikkatini çekecek, konuya giriş yapacak kısa bir bölüm. Sorun tespiti veya ilginç bir istatistikle başlayabilirsin.
- Gelişme: Ana fikirleri ve destekleyici detayları sunduğun bölüm. Bu kısım genellikle 3-4 alt başlıktan oluşur. Her alt başlık, ana konunun farklı bir yönünü ele alır. Örneğin, bu yazıda "konu ve amaç", "yapı ve taslak", "dil ve ton" gibi alt başlıklar kullandım. Her alt başlığın altında, o konuyla ilgili somut bilgiler ve örnekler verdim.
- Sonuç: Ana fikirleri özetlediğin ve okuyucuya bir kapanış mesajı verdiğin bölüm. Bir çağrı, bir tavsiye veya ilham verici bir cümleyle bitirebilirsin.
Taslak oluştururken, her bir alt başlık altına birkaç madde işaretiyle neyden bahsedeceğini not al. Bu, yazmaya başladığında boş bir sayfaya bakma korkusunu azaltır. Örneğin, bu yazının taslağını oluştururken "Giriş: Yazma korkusu, doğal bir şey", "Konu ve Amaç: Konu seçimi, hedef kitle, amaç belirleme", "Yapı ve Taslak: Giriş-Gelişme-Sonuç, alt başlıklar, notlar", "Dil ve Ton: Samimiyet, sadelik, örnekler" şeklinde notlar aldım. Bu notlar, yazının akışını belirlememde çok yardımcı oldu.
- Dil ve Ton: Okuyucuyla Bağ Kur
Yazının dili ve tonu, okuyucunun seninle nasıl bir bağ kuracağını belirler. Kuru ve akademik bir dil yerine, samimi ve anlaşılır bir dil kullanmak, okuyucunun yazıyı sonuna kadar okumasını sağlar. Deneyimlerime göre, bu samimiyet, okuyucunun seninle konuştuğunu hissetmesini sağlar ve bu da yazının etkisini artırır.
- Basit ve Anlaşılır Ol: Karmaşık cümlelerden ve yabancı kelimelerden kaçın. Okuyucunun sözlük karıştırmak zorunda kalmaması, yazının akıcılığını artırır. Ortalama bir okuyucunun kelime dağarcığına uygun bir dil kullanmaya çalış. Benim hedefim, her yaştan ve eğitim seviyesinden insanın anlayabileceği bir dil kullanmak.
- Samimi Ol ama Ciddiyetini Koruy: "Sen" dili kullanmak, okuyucuyla doğrudan iletişim kurar ve samimi bir atmosfer yaratır. Ancak bu, ciddiyetsiz olacağın anlamına gelmez. Verdiğin bilgilerin doğruluğundan ve faydasından emin ol.
- Örnekler ve Analojiler Kullan: Soyut kavramları somutlaştırmak için örnekler ve analojiler kullan. Bu, okuyucunun konuyu daha iyi anlamasına yardımcı olur. Örneğin, yazmayı Everest'e tırmanmaya benzetmem, konunun zorluğunu ama aşılabilirliğini somutlaştırıyor.
- Duygusal Bağ Kur: Yazına biraz da kendi deneyimlerini katmak, okuyucunun seninle empati kurmasını sağlar. "Deneyimlerime göre" ifadesini bu yüzden sıkça kullanıyorum. Bu, sana sadece bilgi vermekle kalmayıp, bu bilgilerin pratiğe dayandığını da hissettiriyor.
Unutma, iyi bir yazı sadece bilgi vermekle kalmaz, aynı zamanda okuyucuda bir etki bırakır. Bu etki, senin dilin ve tonunla doğrudan ilişkilidir. Şimdi klavyeye otur ve o ilk kelimeyi yaz. Gerisi çorap söküğü gibi gelecek, inan bana!