Türkiye 2. Dünya Savaşı sırasında nasıl bir dış politika izledi?
İçindekiler
2. Dünya Savaşı, dünya tarihinin en büyük ve yıkıcı çatışmalarından biri olarak kabul edilir. Bu savaş sırasında birçok ülke, savaşa doğrudan katılmak ya da tarafsız kalmak arasında zorlu kararlar aldı. Türkiye de bu süreçte denge politikası izleyerek hem savaşın yıkıcı etkilerinden korunmaya hem de ulusal çıkarlarını gözetmeye çalıştı. Peki, Türkiye bu dönemde nasıl bir dış politika izledi ve bu politika ne gibi sonuçlar doğurdu?
Türkiye'nin Tarafsızlık Stratejisi
2. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla birlikte Türkiye, tarafsızlık politikasını benimsedi. Bu kararın altında yatan en önemli neden, ülkenin 1. Dünya Savaşı'ndan çıktığı yıkıcı etkilerdi. Türkiye, hem ekonomik hem de askeri açıdan henüz toparlanma sürecindeydi ve yeni bir savaşa girmek istemiyordu. Ayrıca, savaşın iki tarafı olan Müttefik Devletler ve Mihver Devletler arasında denge kurarak, her iki tarafla da ilişkilerini sürdürme çabası içindeydi.
Bu tarafsızlık politikası, Türkiye'nin hem Batı hem de Doğu ile ilişkilerini korumasını sağladı. Özellikle İngiltere ve Almanya ile yapılan ticari anlaşmalar, Türkiye'nin ekonomik açıdan ayakta kalmasına yardımcı oldu. Ancak bu dengeyi korumak hiç de kolay değildi. Her iki taraf da Türkiye'yi kendi yanlarına çekmek için baskı uyguluyordu.
Müttefikler ve Mihver Devletler Arasında Denge
Türkiye, savaş boyunca hem Müttefik Devletler hem de Mihver Devletler ile ilişkilerini sürdürdü. Özellikle İngiltere ve Fransa, Türkiye'nin kendi yanlarında savaşa girmesini istiyordu. Bu amaçla, 1939 yılında Türkiye ile İngiltere ve Fransa arasında bir ittifak anlaşması imzalandı. Ancak bu anlaşma, Türkiye'nin savaşa girmesini zorunlu kılmıyordu. Türkiye, savaşa ancak kendi topraklarına bir saldırı olması durumunda katılmayı kabul etti.
Diğer yandan, Almanya da Türkiye'yi kendi yanına çekmek için çeşitli girişimlerde bulundu. Özellikle 1941 yılında Almanya'nın Sovyetler Birliği'ne saldırması, Türkiye'nin stratejik önemini daha da artırdı. Almanya, Türkiye'yi kendi yanına çekerek Kafkasya ve Orta Doğu'ya açılan kapıyı kontrol altına almak istiyordu. Ancak Türkiye, bu baskılara rağmen tarafsızlığını korumayı başardı.
Savaşın Son Döneminde Türkiye'nin Tutumu
Savaşın son yıllarında, Müttefik Devletler'in üstünlüğü belirginleşmeye başladı. Bu dönemde Türkiye, tarafsızlık politikasını yavaş yavaş terk ederek Müttefikler'e yaklaştı. 1944 yılında Almanya ve Japonya'ya savaş ilan eden Türkiye, böylece savaşın sonunda Müttefikler'in yanında yer aldı. Bu hamle, Türkiye'nin savaş sonrası dünya düzeninde yerini sağlamlaştırmasına yardımcı oldu.
Türkiye'nin savaşa fiilen katılmaması, ülkenin büyük bir yıkımdan korunmasını sağladı. Ancak bu dönemde yaşanan ekonomik sıkıntılar ve dış baskılar, Türkiye'nin savaş sonrası dönemde yeni bir dış politika arayışına girmesine neden oldu. Bu süreç, Türkiye'nin Soğuk Savaş döneminde Batı bloğuna yakınlaşmasının da temellerini attı.
Türkiye'nin 2. Dünya Savaşı sırasında izlediği denge politikası, hem ulusal çıkarlarını korumasını sağladı hem de savaşın yıkıcı etkilerinden uzak kalmasına yardımcı oldu. Bu dönemdeki tutum, Türkiye'nin savaş sonrası dünya düzeninde önemli bir aktör olarak yer almasının da temellerini attı. Tarih, Türkiye'nin bu zorlu dönemdeki stratejik kararlarının ne kadar etkili olduğunu gösteriyor.