Gıpta etmek hangi dil?
Gıpta Etmek Hangi Dil?
"Gıpta etmek" kelimesi dilimize Arapça'dan geçmiş bir kelimedir. Kökeni ise Arapça'daki "ghibta" (غبطة) kelimesidir. Bu kelime, bir kişinin sahip olduğu bir nimete, güzelliğe veya başarıya duyulan imrenme ve aynı zamanda o kişinin iyiliğini dileme anlamlarını taşır. Yani, sırf kıskançlık değil, biraz da "keşke bende de olsa ama senin de hep iyi olmanı dilerim" gibi daha pozitif bir imrenme durumu söz konusu. Türk Dil Kurumu'nun güncel sözlüğünde de bu anlamı koruyor.
Gıpta ve İmrenme Arasındaki Nüans
Deneyimlerime göre, insanlar çoğu zaman "gıpta etmek" ile "imrenmek" kelimelerini birbirinin yerine kullansa da aralarında ince bir fark var. İmrenmek daha genel bir duygu iken, gıpta etmek biraz daha spesifik. Örneğin, birinin sahip olduğu lüks bir arabaya imrenebilirsin ama bir sanatçının eserini gördüğünde, o eserin güzelliğine ve yaratıcılığına duyduğun hayranlıkla birlikte, "keşke ben de böyle şeyler yapabilseydim" diye düşünüyorsan, bu daha çok gıpta etmeye yakındır. Ya da bir arkadaşının zorlu bir projeyi başarıyla tamamladığını gördüğünde, hem onun başarısına sevinip hem de kendinin de benzer bir başarıyı elde etme isteği duyuyorsan, bu da gıptanın bir göstergesidir. Bu duygu, genellikle kişinin kendisini geliştirmesi için bir motivasyon kaynağı da olabilir.
Gıptanın Kaynakları ve Kişisel Gelişimdeki Rolü
Gıpta etmenin kaynağı çok çeşitlidir. Bu, maddi varlıklardan olabilir; mesela birinin sahip olduğu geniş bir kitaplığı, estetik döşenmiş bir evi veya rahat bir tatil planı. Ancak daha çok, manevi değerler veya beceriler üzerinden ortaya çıkar. Birinin bilgisine, yeteneğine, şefkatli tavırlarına, zorluklar karşısındaki sakinliğine veya iletişim becerilerine duyulan gıpta, kişinin kendi eksiklerini fark etmesi ve bu alanlarda ilerleme kaydetmesi için bir pusula görevi görebilir.
Örneğin, bir sunumda kusursuz konuşan birini izlediğinde, sırf ona imrenmek yerine, "ben de bu şekilde etkili sunumlar yapmak istiyorum, bunun için hangi teknikleri öğrenmeliyim?" diye düşünüyorsan, bu çok değerli bir gıptadır. Bu tür bir gıpta, seni dersler almaya, pratik yapmaya ve kendini eğitmeye yönlendirir. Kendi kariyerimde, başarılı yazarların veya konuşmacıların dilini, anlatım tarzlarını incelediğimde, onlara duyduğum gıpta beni daha çok okumaya ve yazmaya teşvik etmiştir.
Bu duyguyu olumlu kullanmak için kendinize şu soruları sorabilirsiniz:
- Hangi özelliğine gıpta ettiğim kişinin bu özelliğini nasıl kazandığını araştırabilir miyim?
- Bu gıpta duyduğum beceriyi veya bilgiyi kendim nasıl geliştirebilirim?
- Bu benim için bir öğrenme fırsatı olabilir mi?
Gıpta ile Kıskançlık Arasındaki Çizgi
Gıptanın olumsuz bir kullanıma kaydığı yer ise kıskançlıktır. Aradaki ince çizgi, kişinin başkasının iyiliği ve başarısı karşısındaki tutumunda yatar. Eğer birinin sahip olduğu bir şeye veya başarısına duyduğun gıpta, sana "keşke ondan alınsa da bende olsa" veya "neden o başarılı ben değilim, bu adaletsizlik" gibi olumsuz ve yıkıcı düşünceler getiriyorsa, bu artık kıskançlıktır. Gıpta, kendi ilerlemen için ilham verirken, kıskançlık seni yerinde saydırır ve başkalarına karşı negatif duygular beslemene neden olur. Örneğin, bir girişimcinin başarılı bir lansman yaptığını gördüğünde, ona gıpta edip kendi iş planını gözden geçirmek yerine, "Onun şansı yaver gitti, benim de böyle bir şansım olsa..." diye düşünüyorsan, bu kıskançlığa girer.
Deneyimlerime göre, bu ayrımı yapmak önemlidir. Birine gerçekten gıpta ettiğini fark ettiğinde, bu duyguyu sana neyin ilham verdiğini anlamak için bir fırsat olarak kullanmalısın. Bu, kendi hedeflerini daha net belirlemene ve o hedeflere ulaşmak için somut adımlar atmana yardımcı olacaktır.