3 te mi?
"3 Te Mi?" Nedir, Neden Bu Kadar Önemli?
Piyasada dönen "3 te miyiz?" sorusu aslında faiz oranlarının belirlenmesinde kritik bir eşik olan %3 seviyesini ifade eder. Özellikle dolar/TL paritesini veya genel makroekonomik görünümü takip edenler için bu soru, Merkez Bankası'nın (TCMB) politika faizi kararlarının piyasayı nasıl etkileyeceğini anlamak adına kilit bir göstergedir. Basitçe, politika faizi %3 seviyesine düştüğünde veya bu seviyelerde seyrettiğinde, bu durum piyasaya ne gibi sinyaller verir, yatırımcılar ne beklemeli? İşte bu sorunun cevabı, genellikle enflasyon, reel getiri ve yabancı yatırımcı ilgisi gibi çok sayıda faktörü beraberinde getirir.
%3 Faiz Oranının Anlamı ve Reel Getiri
%3 politika faizi, TCMB'nin piyasaya para arzını ne kadar ucuz hale getirdiğini gösteren bir benchmark'tır. Deneyimlerime göre, bu oran tek başına değerlendirilmemeli. Asıl önemli olan, reel faizdir. Yani, politika faizi eksi beklenen enflasyon oranı. Diyelim ki politika faizi %3, ama TÜİK'in açıkladığı yıllık enflasyon %
- Bu durumda reel faiz -%57 oluyor. Negatif reel faiz, TL'de kalmanın aslında paranızın değer kaybetmesi anlamına geldiğini gösterir. Bu durum, tasarruf sahiplerini alternatif yatırım araçlarına, özellikle döviz ve altına yönlendirir. Geçmiş dönemlerde %3 seviyelerinde faiz gördüğümüz zamanlarda, enflasyonun yüksek seyretmesi nedeniyle TL mevduatın cazibesini yitirdiğini ve yatırımcıların döviz talebinin arttığını gözlemledik. Bu da kur üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturur.
Pratik İpucu: Sadece politika faizi oranına odaklanma. Bir de beklenti anketlerine bak. TCMB'nin düzenlediği Piyasa Katılımcıları Anketi gibi kaynaklar, piyasanın enflasyon beklentisini gösterir. Reel getiri hesaplarken bu beklentileri kullanmak, daha gerçekçi bir tablo sunar.
Yabancı Yatırımcılar ve %3 Eşiği
Yabancı yatırımcılar için Türkiye'deki faiz oranı, ülkeye sermaye akışının önemli bir belirleyicisidir. %3 gibi düşük bir politika faizi, carry trade (faiz arbitrajı) yapmak isteyen yabancı fonlar için pek cazip değildir. Çünkü yabancı bir yatırımcı, parasını getirip TL mevduata yatırdığında, hem kur riskini (TL'nin değer kaybetme riski) hem de enflasyon riskini (paranın alım gücünü kaybetme riski) üstlenir. Eğer elde edeceği faiz getirisi bu riskleri telafi etmiyorsa, hatta negatif reel getiri sunuyorsa, yabancı sermaye ülkeye gelmek yerine çıkar. 2021-2023 döneminde, faizin tek hanelere indiği süreçlerde, portföy yatırımlarında ciddi bir çıkış yaşandığını ve bunun da döviz kuru üzerindeki baskıyı artırdığını net bir şekilde gördük. Yüksek faiz, genellikle yabancı fonları çekerken, düşük faiz onları uzaklaştırır.
- Yabancı Yatırımcı İçin Önemli Kriterler:
- Reel Faiz: Yabancı, kendi para birimine dönüştürdüğünde ne kadar kazanacağını hesaplar.
- Risk Primi: Ülkenin genel ekonomik ve politik riskleri. (CDS puanları burada önemli bir göstergedir.)
- Likidite: Yatırımını kolayca nakite çevirip, ülkesine geri götürebilme imkanı.
Dolar/TL ve %3 Faiz İlişkisi
Türk ekonomisinde faiz ve döviz kuru arasında karmaşık ama güçlü bir ilişki vardır. Deneyimlerime göre, düşük faiz politikası genellikle döviz kurunda yukarı yönlü bir baskı yaratır. Bunun birkaç temel nedeni var:
- Reel Getiri Eksikliği: Yukarıda bahsettiğim gibi, TL mevduatın reel getirisinin negatif olması, yerli yatırımcıyı ve hanehalkını enflasyondan korunmak için dövize yöneltir. "Dolarizasyon" dediğimiz bu süreç, döviz talebini artırır.
- Yabancı Sermaye Çıkışı: Yabancı yatırımcılar, düşük faiz ve yüksek enflasyon ortamında Türkiye'deki varlıklarını satıp dövizlerini anavatanlarına götürürler. Bu da piyasadan döviz çekilmesine neden olur.
- Cari Açık Finansmanı: Düşük faiz ortamında, ülkenin cari açığını finanse etmek için döviz bulmak zorlaşabilir. Yabancı sermaye gelmediği için, Merkez Bankası rezervleri kullanılmak zorunda kalabilir veya kurun yükselmesiyle cari açığın daralması beklenir.
2021'den sonraki süreçte politika faizinin %19'dan %8.5'e ve hatta %8.5'tan %6.5'e düşürüldüğü dönemlerde, dolar/TL kurunun keskin yükselişler yaşadığını gözlemledik. Bu, düşük faizin kur üzerindeki etkisini net bir şekilde gösteren somut bir örnektir. Elbette kur sadece faize bağlı değildir; küresel piyasalar, jeopolitik gelişmeler, ülkenin dış ticaret dengesi gibi faktörler de etkilidir. Ancak, %3 gibi sembolik bir faiz seviyesi, bu dinamiklerin daha da belirginleştiği bir eşiktir.