Türklerin kullandığı takvimler sırasıyla nelerdir?
İçindekiler
Türkler tarih boyunca farklı coğrafyalarda hüküm sürmüş ve bu süreçte farklı kültürlerle etkileşimde bulunmuşlardır. Bu etkileşim, kullandıkları takvimler üzerinde de belirgin izler bırakmıştır. Türklerin kullandığı takvimler, göçebe yaşam tarzından yerleşik hayata geçiş, dini inanışlardaki değişimler ve siyasi ilişkiler gibi çeşitli faktörlerden etkilenmiştir.
Türklerin Kullandığı İlk Takvim: 12 Hayvanlı Türk Takvimi
Türklerin bilinen en eski takvimi, 12 Hayvanlı Türk Takvimi'dir. Bu takvim, Orta Asya'daki göçebe yaşam tarzının bir yansımasıdır ve her yıl bir hayvanla temsil edilir. Bu hayvanlar sırasıyla şunlardır: fare, öküz, pars (kaplan), tavşan, ejderha, yılan, at, koyun, maymun, tavuk, köpek ve domuz. Her hayvan bir yılı temsil eder ve 12 yıllık bir döngü tamamlanır.
12 Hayvanlı Türk Takvimi, sadece zamanı ölçmek için değil, aynı zamanda astrolojik ve mitolojik anlamlar da taşımaktaydı. Her hayvanın belirli özellikleri ve sembolizmi olduğuna inanılırdı. Bu takvim, Türklerin doğayla olan yakın ilişkisini ve evrenin döngüsel yapısına olan inancını yansıtır.
İslamiyet'in Kabulüyle Gelen Hicri Takvim
Türklerin İslamiyet'i kabul etmesiyle birlikte Hicri Takvim de kullanılmaya başlanmıştır. Hicri Takvim, Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye hicretini başlangıç noktası olarak alır ve ayın hareketlerine göre düzenlenmiştir. Bir Hicri yıl, yaklaşık 354 gün sürer ve bu nedenle Güneş takvimlerinden yaklaşık 11 gün daha kısadır.
Hicri Takvim, özellikle dini günler ve bayramlar için büyük önem taşır. Ramazan, Kurban Bayramı, Mevlid Kandili gibi önemli dini günler bu takvime göre belirlenir. Günümüzde de Müslüman ülkelerde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Yerleşik Hayata Geçişle Birlikte Celali Takvimi
Büyük Selçuklu Devleti döneminde, Ömer Hayyam başkanlığındaki bir heyet tarafından hazırlanan Celali Takvimi kullanılmaya başlanmıştır. Bu takvim, Güneş esaslıdır ve mali işlerin düzenlenmesi amacıyla oluşturulmuştur. Celali Takvimi, özellikle tarım ve vergi toplama gibi konularda büyük kolaylık sağlamıştır.
Celali Takvimi, Nevruz'u yılbaşı olarak kabul eder ve doğanın yeniden canlanışını simgeler. Bu takvim, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde bir süre kullanılmış olsa da, daha sonra yerini Rumi Takvim'e bırakmıştır.
Osmanlı'da Kullanılan Rumi Takvim ve Miladi Takvim'e Geçiş
Osmanlı İmparatorluğu'nda Rumi Takvim, mali işlerde kullanılmak üzere geliştirilmiştir. Bu takvim de Güneş esaslıdır ancak başlangıç yılı olarak Hicret'i alır. Rumi Takvim, 1926 yılına kadar Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından resmi olarak kullanılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti, 1 Ocak 1926'dan itibaren Miladi Takvim'i (Gregoryen Takvimi) resmi olarak kullanmaya başlamıştır. Bu takvim, Güneş esaslıdır ve tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır. Miladi Takvim'e geçiş, Türkiye'nin modernleşme çabalarının bir parçası olarak kabul edilir ve uluslararası ilişkilerde uyumu sağlamayı amaçlamıştır.
Türkler, tarih boyunca farklı ihtiyaçlara ve kültürel değişimlere bağlı olarak çeşitli takvimler kullanmışlardır. 12 Hayvanlı Türk Takvimi'nden Miladi Takvim'e uzanan bu süreç, Türk kültürünün zenginliğini ve adaptasyon yeteneğini göstermektedir. Her bir takvim, Türklerin tarihine ve kültürel mirasına ışık tutmaktadır.