Türklerin kullandığı takvimler sırasıyla nelerdir?
Türklerin Kullandığı Takvimler: Zamanı Anlamlandırmak
Türklerin tarih boyunca kullandığı takvim sistemleri, aslında onların dünyaya bakış açısını, astronomiye olan ilgisini ve zamanı nasıl organize ettiğini yansıtır. Deneyimlerime göre, bu takvimlere şöyle bir göz atmak, kadim bilgilerle günümüzü bağlamak açısından oldukça aydınlatıcı.
- On İki Hayvanlı Türk Takvimi: Göçebe Ruhun İzleri
Türklerin en bilinen ve en uzun süre kullandığı takvimlerden biri On İki Hayvanlı Türk Takvimi'dir. Bu takvim, adından da anlaşılacağı gibi 12 yıllık bir döngüye dayanır ve her yıla bir hayvan adı verilir. Bu hayvanlar sırasıyla şöyledir:
- Sıçan
- Sığır
- Pars
- Tavşan
- Timsah (Ejderha olarak da geçer)
- Yılan
- At
- Koyun
- Maymun
- Tavuk
- Köpek
- Domuz
Her hayvanın kendi yılının özelliklerine ve insan karakterlerine etki ettiğine inanılırdı. Örneğin, At yılı hareketli ve enerjik, Domuz yılı ise daha sakin ve bereketli kabul edilirdi. Bu takvimin en önemli özelliği, 12 yıllık döngüsünün tamamlanmasıyla tekrar başa dönmesidir. Örneğin, 2024 yılı bir Domuz yılıdır ve bir önceki Domuz yılı 2012'dir. Bu takvim, özellikle Türklerin Orta Asya'daki göçebe yaşam tarzıyla doğrudan ilişkilidir. Hayvanlar, onların yaşam biçiminin merkezinde yer aldığı için takvime de bu şekilde yansımıştır.
Pratik İpucu: Eğer doğum yılınızın hangi hayvan yılına denk geldiğini merak ediyorsanız, basit bir hesaplama yapabilirsiniz. Doğum yılınızdan 4'ü çıkarıp 12'ye böldüğünüzde kalana göre hayvanı bulabilirsiniz (örneğin, 2024 - 4 =- 2020 / 12 = 168 kalan
- Sıralamada
- sırada Domuz vardır). Ancak bu sadece genel bir bilgidir, her kültürel yorumda ufak tefek farklılıklar olabilir.
- Hicri Takvim: Ayın Döngüsüne Yolculuk
İslamiyet'in kabulünden sonra Türkler, Arap dünyasıyla olan etkileşimleri sonucunda Hicri Takvimi de kullanmaya başladılar. Bu takvim, tamamen Ay'ın evrelerine dayanır ve bir yıl 354 veya 355 gün sürer. Güneş yılından yaklaşık 11 gün daha kısa olduğu için mevsimlerle tam bir uyum sağlamaz. Yani, Ramazan Bayramı bir yıl yazınken, ertesi yıl kışa denk gelebilir. Bu durum, başlangıçta bazı zorluklar yaratsa da, dini bayramların ve özel günlerin belirlenmesinde büyük bir rol oynamıştır. Hicri takvimin başlangıcı, Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye hicret ettiği miladi 622 yılıdır. Bu takvim, günümüzde de dini günler için hala kullanılmaktadır.
Bilmeniz Gereken: Hicri takvimde aylar, Ay'ın görünür evrelerine göre belirlenir. Muharrem ilk aydır ve Zilhicce son aydır. Her yılın başlangıcı, bir önceki yıla göre 11 gün erken gerçekleştiği için, aynı Miladi tarihe denk gelmez.- Rumi Takvim: Vergi ve İdari İşlerin Düzeni
Osmanlı İmparatorluğu döneminde mali ve idari işlerin düzenlenmesi için Rumi Takvim kullanılmaya başlandı. Bu takvim, temel olarak Jülyen takvimine dayanır ancak bazı ufak güncellemelerle Miladi takvime daha yakın hale getirilmiştir. Rumi takvim başlangıcı da Miladi takvimdeki gibi 1 Mart kabul edilirdi, ancak yılın başlangıcı Miladi takvimden 13 gün geriden başlardı. Yani, Rumi 1355 yılı, Miladi 1939 yılına denk geliyordu. Bu takvim, tarımsal dönemler ve vergi toplama gibi pratik ihtiyaçlar için geliştirilmiştir. Örneğin, tarım ürünlerinin hasat zamanı ve bunlara göre alınacak vergiler, Rumi takvime göre planlanırdı. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra yapılan yasal düzenlemelerle Rumi takvimden vazgeçilerek Miladi takvime geçiş yapılmıştır.
Hatırlanması Gereken: Miladi takvime geçiş süreci, özellikle vergi dönemleri ve muhasebe kayıtları açısından bir uyum süreci gerektirmişti. Rumi takvimden Miladi takvime geçişteki fark, başlangıçta bazı kafa karışıklıklarına yol açabilirdi.- Miladi Takvim: Günümüzün Küresel Standardı
Günümüzde tüm dünyada ve Türkiye'de resmi olarak kullanılan takvim Miladi Takvim'dir. Güneş'in etrafındaki Dünya'nın dönüş süresini temel alır ve bir yıl 365 gün (artık yıllarda 366 gün) sürer. Bu takvim, tarımsal dönemlerle daha uyumlu olduğu için tarihsel olarak pek çok medeniyet tarafından benimsenmiş ve zamanla küresel bir standarda dönüşmüştür. Türkiye'de ise 1926 yılında yapılan yasal düzenlemelerle Miladi takvim resmi olarak kabul edilmiştir. Bu geçiş, Türkiye'nin Batı dünyasıyla olan ekonomik ve kültürel ilişkilerini kolaylaştırmıştır.
Öneri: Günlük hayatımızda genellikle Miladi takvimi kullandığımız için, diğer takvimleri anlamak daha çok kültürel bir merak olarak kalabilir. Ancak bir tarihle karşılaştığınızda, özellikle eski belgeler veya dini bayramlarla ilgili bilgilerde, hangi takvimin kullanıldığını bilmek, doğru anlamlandırma için önemlidir. Örneğin, bir bayramın hangi mevsime denk geldiğini anlamak için Hicri takvimin özelliklerini bilmek gerekir.