Türk Tarih Kurumu ne zaman, kim tarafından, hangi amaçla kurulmuştur?

15.03.2025 0 görüntülenme

Türkiye Cumhuriyeti'nin köklü kurumlarından biri olan Türk Tarih Kurumu, Türk tarihini araştırmak, incelemek ve yaymak amacıyla kurulmuştur. Peki, bu önemli kurum ne zaman, kim tarafından ve hangi amaçlarla hayata geçirilmiştir? İşte detaylar:

Türk Tarih Kurumu'nun Kuruluşu

Türk Tarih Kurumu, 15 Nisan 1931 tarihinde, o dönemde Türk Ocakları bünyesinde bulunan "Türk Tarihi Tetkik Heyeti"nin geliştirilmesiyle kurulmuştur. Kurumun temelleri, Mustafa Kemal Atatürk'ün doğrudan talimatları ve yönlendirmeleriyle atılmıştır. Atatürk, Türk tarihinin doğru ve bilimsel yöntemlerle araştırılmasına büyük önem vermiştir. Bu nedenle, kurumun kuruluşu, Cumhuriyet dönemi Türk tarihçiliğinin önemli bir dönüm noktasıdır.

Kuruluşunda Kimler Rol Oynadı?

Kurumun kuruluşunda, Atatürk'ün yanı sıra dönemin önde gelen tarihçileri, bilim insanları ve aydınları da önemli rol oynamıştır. Bu isimler arasında Yusuf Akçura, Tevfik Bıyıklıoğlu, Samih Rifat, Akil Muhtar Özden gibi değerli şahsiyetler yer almaktadır. Bu isimler, Türk tarihine duydukları ilgi ve bilimsel yaklaşımlarıyla kurumun ilkelerini belirlemiş ve çalışmalarına yön vermiştir.

Kuruluş Amaçları Nelerdi?

Türk Tarih Kurumu'nun temel amaçları şu şekilde özetlenebilir:

  • Türk tarihini bilimsel yöntemlerle araştırmak ve incelemek.
  • Türk tarihine ilişkin bilgi ve belgeleri toplamak, arşivlemek ve yayınlamak.
  • Türk tarihinin doğru ve tarafsız bir şekilde anlaşılmasını sağlamak.
  • Türk tarihinin dünya tarihine katkılarını ortaya koymak.
  • Tarih bilincini geliştirmek ve yaymak.

Bu amaçlar doğrultusunda Türk Tarih Kurumu, kurulduğu günden bu yana sayısız araştırma, yayın ve etkinliğe imza atmıştır. Türk tarihine ışık tutan birçok eserin ortaya çıkmasına öncülük etmiş ve tarih bilincinin gelişmesine önemli katkılar sağlamıştır.

Türk Tarih Kurumu, Türk tarihini araştırma, inceleme ve yayma misyonunu başarıyla sürdürmeye devam etmektedir. Kurumun çalışmaları, Türk tarihinin daha iyi anlaşılması ve gelecek nesillere aktarılması açısından büyük önem taşımaktadır.