Milli Mücadele döneminde hangi devletlerle savaşıldı?
Milli Mücadele Döneminde Savaşılan Devletler: Kim Kimleydi?
Milli Mücadele dönemi, Türk milletinin varoluş mücadelesi verdiği, kanla irfanla yazılmış destansı bir dönemdir. Peki, bu dönemde cephelerde kimlerle karşı karşıya geldik? Hangi devletlerle savaştık? Gel, bu konuyu biraz yakından inceleyelim.
Doğrudan Cephede Karşılaşılan İşgalci Güçler
Milli Mücadele, temelde işgalci güçlere karşı verilen bir bağımsızlık savaşıydı. Bu güçler, Mondros Mütarekesi sonrası Anadolu'yu paylaşma hayalleri kuran devletlerdi. Başlıcaları şunlardı:
- Yunanistan: Batı Cephesi'nin ana düşmanıydı. İzmir'in işgaliyle başlayan süreç, Kütahya-Eskişehir Muharebeleri, Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz ile doruk noktasına ulaştı. Hatırlarsan, Yunan ordusu İngilizlerin de desteğiyle Anadolu'nun içlerine kadar ilerlemişti. Örneğin, 1921'deki Kütahya-Eskişehir Muharebeleri sonrası ordumuz Sakarya Nehri'nin doğusuna çekilmek zorunda kalmıştı. Bu, savaşın en kritik anlarından biriydi. Sakarya Zaferi ise savaşın seyrini tamamen değiştirdi.
- Fransa: Güney Cephesi'nde, özellikle Adana, Mersin, Antep, Maraş ve Urfa civarında işgalci güç olarak karşımıza çıktı. Fransızlar, Ermeni Lejyonları'nı da kullanarak bölgede ciddi bir direnişle karşılaştılar. Sütçü İmam'ın Maraş'ta, Şahin Bey'in Antep'te, Ali Saip Bey'in Urfa'da gösterdiği direnişler, Fransızların bölgedeki işgalini sürdürülemez hale getirdi. Ankara Antlaşması (1921) ile Fransızlar Anadolu'dan çekildi.
- İtalya: Güneybatı Anadolu'yu, özellikle Antalya, Konya ve Muğla gibi bölgeleri işgal etmişlerdi. Ancak İtalyanlar, diğer işgalci güçler kadar aktif bir çatışmaya girmediler. Daha çok diplomatik yollarla ve kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiler. Hatta Kuvâ-yi Milliye ile yer yer iyi ilişkiler kurdukları bile görüldü. İtalyanlar, Batı Cephesi'ndeki Yunan ilerleyişinin kendi çıkarlarına aykırı olduğunu fark edince, yavaş yavaş işgal ettikleri bölgelerden çekildiler.
- Birleşik Krallık (İngiltere): Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından sonra İstanbul ve boğazlar başta olmak üzere stratejik öneme sahip pek çok bölgeyi işgal ettiler. Doğrudan büyük çaplı cephe savaşlarına girmeseler de, Yunanistan'ı askeri ve mali olarak destekleyerek Milli Mücadele'nin en büyük dolaylı düşmanı oldular. Yunan ordusunun Anadolu'ya çıkmasında ve ilerlemesinde İngiliz donanmasının ve politik desteğinin büyük rolü vardı. Ayrıca, Anadolu'daki isyanları kışkırtma ve Kuvâ-yi Milliye'yi zayıflatma çabaları da bilinen gerçekler arasındadır.
Dolaylı Destekçiler ve Gizli İlişkiler
Milli Mücadele sadece doğrudan cephe savaşlarından ibaret değildi. Diplomatik ilişkiler, gizli anlaşmalar ve dolaylı destekler de savaşın seyrini etkiledi. Deneyimlerime göre, bu dönemde bazı devletler, kendi politik çıkarları doğrultusunda Türkiye'ye ya da işgalci güçlere dolaylı destek verdiler:
- Sovyet Rusya: Milli Mücadele'ye önemli ölçüde askeri ve mali yardımda bulundu. Özellikle Doğu Cephesi'ndeki Ermeni sorununa karşı ortak bir duruş sergilenmesi ve emperyalist güçlere karşı ortak mücadele etme motivasyonu vardı. 1921 Moskova Antlaşması ile Türkiye'ye silah, mühimmat ve altın yardımı yapıldı. Bu yardımlar, özellikle Batı Cephesi'ndeki ordunun lojistik ihtiyaçlarının karşılanmasında hayati rol oynadı.
- Ermenistan: Doğu Cephesi'nde, özellikle Kars ve Gümrü civarında Ermeni güçleriyle çatışmalar yaşandı. Ermeniler, Sevr Antlaşması ile kendilerine vadedilen "Büyük Ermenistan" hayaliyle hareket ederek Anadolu toprakları üzerinde hak iddia etmişlerdi. Kazım Karabekir Paşa komutasındaki ordumuz, Doğu Cephesi'nde Ermeni kuvvetlerini yenilgiye uğratarak Gümrü Antlaşması'nı imzalamış ve bu tehdidi ortadan kaldırmıştı.
İçteki İsyanlar ve İşbirlikçiler
Savaş sadece dış düşmanlara karşı verilmedi, aynı zamanda içerideki işbirlikçiler ve isyanlarla da mücadele edildi. İstanbul Hükümeti'nin işgalcilerle işbirliği yapması, Kuva-yi Milliye'ye karşı fetvalar çıkarması ve çeşitli isyanları desteklemesi, mücadeleyi daha da zorlaştırdı. Örneğin, Anzavur Ayaklanması, Kuva-yi İnzibatiye (Hilafet Ordusu) gibi hareketler, Kuvâ-yi Milliye'nin gücünü bölmeye yönelikti. Bunlar doğrudan devletler olmasa da, işgalci güçlerin politikalarını destekleyen ve iç karışıklık yaratan unsurlardı. Bu iç cephe, dış cephe kadar olmasa da, mücadele için ciddi bir enerji ve kaynak ayrılmasına neden oldu.
Gördüğün gibi, Milli Mücadele tek bir düşmana karşı değil, çok cepheli ve karmaşık bir savaştı. Her bir cephede farklı düşmanlarla farklı stratejilerle mücadele edildi. Bu dönem, Türk milletinin azim ve kararlılığının en net kanıtıdır.