Kaç yaşında peygamber oldu?

Hz. Muhammed'in Peygamberlik Yaşı

Hz. Muhammed'in (sav) peygamberlikle görevlendirildiği yaşı merak edenler için net bilgiler paylaşacağım. Deneyimlerime göre bu konu, hem kişisel gelişim hem de tarihsel perspektif açısından oldukça önemli. Hz. Muhammed, 40 yaşında peygamberlik vazifesiyle görevlendirildi. Bu yaş, pek çok kültürde olgunluk ve hayat tecrübesinin zirveye ulaştığı bir dönem olarak kabul edilir. Düşünsene, 40 yıl boyunca toplumsal hayatın içinde yoğrulmuş, insanları yakından tanımış bir liderden bahsediyoruz.

Peygamberlik Öncesi Hayatı ve Hazırlık

Peygamberlik görevi ansızın gelen bir ilahi armağan değil. Hz. Muhammed'in (sav) hayatı, bu büyük sorumluluğa hazırlık süreciyle dolu. Gençliğinden itibaren emaneti ve doğruluğu ile tanınıyordu. Mekke halkı ona "El-Emin" (Güvenilir) lakabını takmıştı. Bu, sadece ticaretteki dürüstlüğünden değil, aynı zamanda karakterindeki sağlamlıktan kaynaklanıyordu. Düşünsene, bir topluluğun sana bu denli güvendiğini ve en değerli eşyalarını emanet ettiğini. Bu, onu peygamberlik öncesinde de önemli bir şahsiyet haline getirmişti.

Tecrübelerime göre, insanın herhangi bir alanda başarılı olması için öncelikle o alana dair bir birikim ve olgunluk kazanması gerekir. Hz. Muhammed'in (sav) peygamberlik öncesi hayatı, tam da bu birikimi sağladı. O, insan ilişkilerini, ticaretin inceliklerini, toplumun sorunlarını ve ihtiyaçlarını çok iyi biliyordu. Cahiliye döneminin yanlışlıklarına ve adaletsizliklerine şahit oldu. Bu gözlemleri, ona gelecekteki görevinde rehberlik edecekti.

Özellikle Hira Mağarası'nda inzivaya çekilerek Allah'a ibadet etmesi, peygamberliğe giden yolda önemli bir adımdı. Bu, bir nevi ruhsal hazırlıktı. Kendisiyle baş başa kalarak, evrenin ve insanın yaratılışı üzerine düşünüyordu. Bu sessiz ve tefekkür dolu zamanlar, ilahi vahyi kabul etmeye hazırlandığı bir dönemdi. Eğer sen de hayatında önemli bir adım atmak istiyorsan, önce kendine dönüp düşünmek, ne istediğini ve neden istediğini netleştirmek önemlidir.

İlk Vahiy ve Görevin Başlaması

İlk vahiy, Hz. Muhammed (sav) 40 yaşının

  1. ayında, Ramazan ayında Hira Mağarası'nda gelir. Cebrail (a.s.) melek gelir ve ona Alak Suresi'nin ilk ayetlerini okumasını söyler: "Yaratan Rabb'inin adıyla oku! O insanı bir aıd (pıhtı)dan yarattı. Oku! Ve Rabbin kerimlerin en kerimidir. O, kalemle (yazmayı) öğretti. İnsana bilmediklerini öğretti." (Alak, 1-5)

Bu an, hem Hz. Muhammed (sav) için hem de insanlık tarihi için bir dönüm noktasıdır. Bu olaydan sonra Hz. Muhammed (sav) büyük bir heyecan ve biraz da ürpertiyle evine döner. Eşi Hz. Hatice (r.a.) onu teselli eder ve bu yeni durumu destekler. Deneyimlerime göre, böylesine büyük bir değişimle karşılaştığında yakın çevrenin desteği hayati önem taşır. Hz. Hatice'nin bu desteği, Hz. Muhammed'in (sav) ilk ve en önemli destekçisi olmasını sağlamıştır.

Peygamberlik görevi, ilk başta sadece gizli olarak duyurulmuştu. İlk Müslümanlar arasında Hz. Hatice (r.a.), Hz. Ali (r.a.) ve Hz. Zeyd bin Harise (r.a.) gibi yakın çevresi bulunuyordu. Bu durum, yeni bir fikrin veya inancın yayılmaya başlarken genellikle önce en yakınlara duyurulduğunu gösterir. Bu da bir nevi pratik bir yöntemdir; önce güvenilir ve yakın çevreni ikna et, sonra adım adım ilerle.

Peygamberliğin Getirdiği Değişim ve Mücadele

Hz. Muhammed'in (sav) peygamberliği ile birlikte Mekke toplumu büyük bir dönüşüm yaşadı. O, insanlara Allah'ın birliğinden, adaletten, merhametten ve ahiret hayatından bahsediyordu. Ancak bu yeni mesaj, mevcut düzeni ve putperest inançları derinden sarstığı için büyük bir tepkiyle karşılaştı. Deneyimlerime göre, köklü değişiklikler her zaman direnişle karşılaşır. Hz. Muhammed (sav) ve ilk Müslümanlar, inançlarından dolayı büyük zorluklar ve baskılar yaşadılar. Bu zorluklar arasında:

  • Alay edilme ve aşağılanma
  • Fiziksel şiddet
  • Ekonomik ambargo
  • Sosyal dışlanma

Bu mücadele, Hz. Muhammed'in (sav) sabrını, kararlılığını ve liderlik vasıflarını ortaya koydu. O, 23 yıl boyunca süren peygamberlik görevinde, zorluklara rağmen mesajını yaymaya devam etti. Bu süre zarfında, Mekke'den Medine'ye hicret gibi önemli dönüm noktaları yaşandı. İnsanın hayatındaki zorlu dönemler, aslında onu daha güçlü kılar ve hedeflerine ulaşması için motivasyon sağlar. Bu perspektifle olaylara bakmak, bize de ilham verebilir.