Ermeniler hangi antlaşma ile doğudaki emellerinden vazgeçtiler?
Ermenilerin Doğu'daki Emellerinden Vazgeçmesi: Gümrü, Moskova, Kars Antlaşmaları
Ermenilerin Doğu Anadolu'daki toprak talepleri ve bu taleplerden hangi antlaşmalarla vazgeçtikleri konusu, Birinci Dünya Savaşı sonrası dönemin en kritik meselelerinden biridir. Bu süreçte üç temel antlaşma öne çıkar: Gümrü, Moskova ve Kars Antlaşmaları. Deneyimlerime göre, bu üç antlaşmayı kronolojik sırayla ve birbirleriyle bağlantılı olarak ele almak, konuyu tam anlamıyla kavramana yardımcı olacaktır.
Gümrü Antlaşması (2-3 Aralık 1920): İlk Ciddi Adım
Hatırlarsan, Milli Mücadele döneminde Doğu Cephesi'nde Kazım Karabekir Paşa komutasındaki XV. Kolordu, Ermenistan üzerine yürüdü ve Ermeni ordusunu mağlup etti. Bu askerî başarı, diplomatik bir zafere dönüştü: Gümrü Antlaşması. Bu antlaşma, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Hükümeti'nin uluslararası alanda imzaladığı ilk antlaşma olması açısından son derece önemlidir. Antlaşmanın en kritik maddelerinden biri, Ermenistan'ın Sevr Antlaşması'nı tanımadığını ve Doğu Anadolu'da toprak talebinde bulunmadığını kabul etmesidir. Yani, Ermenistan'ın Sevr'deki "Büyük Ermenistan" hayalinden ilk somut vazgeçişi bu antlaşma ile gerçekleşti. Örneğin, antlaşmada Ermenistan'ın Misak-ı Milli sınırlarını tanıdığı ve Kars, Sarıkamış, Kağızman, Iğdır gibi yerlerin Türkiye'ye ait olduğunu kabul ettiği açıkça belirtilmiştir. Bu madde, Ermenilerin doğudaki emellerinden vazgeçtiğinin en net kanıtıdır.
Moskova Antlaşması (16 Mart 1921): Bolşevik Rusya ile Güç Birliği
Gümrü Antlaşması'nın ardından, TBMM Hükümeti'nin uluslararası arenadaki konumu güçlendi. Bu süreçte, Bolşevik Rusya ile yakınlaşma ihtiyacı doğdu. İki taraf da emperyalist güçlere karşı ortak bir cephe oluşturmak istiyordu. İşte bu zeminde Moskova Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma, Türkiye'nin Kuzeydoğu sınırlarını kesinleştirmesi açısından büyük önem taşır. Antlaşmada iki tarafın da birbirlerinin iç işlerine karışmayacağı, uluslararası platformlarda birbirlerini destekleyeceği belirtilmiştir. Ancak asıl önemli nokta, antlaşmanın eki niteliğindeki protokollerde Ermenistan ile ilgili maddelerdir. Rusya, Ermenistan'ın batı sınırlarının Gümrü Antlaşması'nda belirlenen şekilde kalmasını destekledi. Bu, Ermenilerin Doğu Anadolu'daki iddialarından vazgeçişlerinin Rusya tarafından da teyit edilmesi anlamına geliyordu. Ayrıca, Nahçıvan'ın özel bir statüyle Azerbaycan'a bırakılması kararı da, Ermeni toprak taleplerine karşı atılmış önemli bir adımdır. Unutma, bu antlaşma ile Batum'un Gürcistan'a bırakılması da Misak-ı Milli'den verilen tek taviz olarak kayıtlara geçmiştir, ancak bu durum Ermeni meselesiyle doğrudan ilgili değildir.
Kars Antlaşması (13 Ekim 1921): Sınırların Kesinleşmesi ve Son Nokta
Moskova Antlaşması'nın ardından, Kafkas Cumhuriyetleri (Ermenistan, Gürcistan, Azerbaycan) ile Türkiye arasında ayrı ayrı antlaşmalar yapılması gündeme geldi. İşte bu noktada Kars Antlaşması devreye girdi. Bu antlaşma, Türkiye ile Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri arasında imzalandı. Rusya da bu antlaşmaya garantör devlet olarak katıldı. Kars Antlaşması, Moskova Antlaşması'nın teyidi ve detaylandırılması niteliğindedir. Antlaşmada, Türkiye'nin doğu sınırları kesin olarak belirlenmiştir. Kars, Ardahan ve Artvin Türkiye'ye ait olarak kabul edilmiştir. Özellikle Ermenistan açısından, antlaşmanın
- maddesi çok önemlidir: "Taraflar, Sevr Antlaşması'nı hükümsüz saydıklarını ve bu antlaşmaya dayanarak hiçbir hak iddia etmeyeceklerini kabul ederler." Bu madde, Ermenilerin Sevr Antlaşması ile kendilerine vadedilen topraklardan resmen ve kesin olarak vazgeçtiklerini gösterir. Ayrıca, Nahçıvan'ın özerk statüsü de bu antlaşma ile bir kez daha tescillenmiştir. Yani, Ermenilerin doğudaki emellerinden vazgeçme süreci, Gümrü ile başlayıp Moskova ile pekişmiş ve Kars Antlaşması ile son noktayı bulmuştur.
- Gümrü Antlaşması: Ermenilerin Sevr'i reddetmesi ve toprak taleplerinden ilk somut vazgeçişi.
- Moskova Antlaşması: Rusya'nın da Ermeni toprak taleplerine karşı Türkiye'yi desteklemesi ve sınırların pekişmesi.
- Kars Antlaşması: Doğu sınırlarının kesinleşmesi ve Ermenilerin Sevr Antlaşması'nı bir kez daha ve kesin olarak reddetmesi.
Özetle, Ermenilerin doğudaki emellerinden vazgeçmesi tek bir antlaşma ile değil, bu üç antlaşmanın birbirini tamamlayan süreçleriyle gerçekleşmiştir. Bu antlaşmalar, hem Türkiye'nin doğu sınırlarını güvence altına almış hem de Milli Mücadele'nin diplomatik başarılarına önemli katkılar sağlamıştır.