ABD yi kim kurdu?

Amerika Birleşik Devletleri'ni Kim Kurdu?

Şimdi sen de merak ediyorsun, "Bu koca Amerika Birleşik Devletleri'ni kim kurmuş, nasıl olmuş bu iş?" diye. Gelin hemen konuya dalalım, boş laf yok.

Kurucu Babalar ve Temeller

Amerika Birleşik Devletleri'ni tek bir kişi kurmadı elbette. Bu, farklı zamanlarda, farklı motivasyonlarla gelen bir grup öncü insanın eseri. Ama özellikle Bağımsızlık Bildirgesi'ni imzalayan ve Amerikan Anayasası'nı şekillendiren 56 kişi, yani Kurucu Babalar (Founding Fathers) bu devletin temelini atanlar. Bunların içinde öyle isimler var ki, bugün bile adlarını sıkça duyarsın:

  • George Washington: İlk ABD Başkanı, Amerikan Devrimi'nin başkomutanı. Askeri dehasıyla Britanya'ya karşı zafer kazandırdı.
  • Thomas Jefferson: Bağımsızlık Bildirgesi'nin başyazarı, üçüncü ABD Başkanı. Özgürlük ve insan hakları konularındaki fikirleri çok etkili oldu.
  • John Adams: İkinci ABD Başkanı, Bağımsızlık Bildirgesi'nin önemli destekçilerinden. Diplomat olarak da başarılıydı.
  • Benjamin Franklin: Ünlü mucit, yazar, diplomat ve devlet adamı. Hem de en yaşlı kurucu babalardan biriydi.
  • James Madison: Amerikan Anayasası'nın babası olarak bilinir, dördüncü ABD Başkanı.

Bu adamlar, sadece bir ülkenin sınırlarını çizmekle kalmadılar, aynı zamanda modern demokrasinin temel taşlarını da attılar. Düşünsene, 1776'da İngiliz İmparatorluğu'na kafa tutup kendi kaderlerini tayin etme kararı almışlar. Bu kolay bir şey değildi, ciddi bir cesaret ve vizyon gerektiriyordu.

Devrim ve Bağımsızlık

Amerika'nın kurulma hikayesi aslında Amerikan Devrimi (1775-1783) ile başlıyor. İngilizlerin koyduğu vergiler, kolonilere dayattığı kurallar halkı çileden çıkarmıştı. Hatırlarsan, "Temsil yoksa vergi de yok!" sloganı boşuna çıkmadı. Londra'dan uzak bu 13 koloni, kendi yasalarını yapmak, kendi ekonomilerini yönetmek istiyordu.

Bu süreçte 4 Temmuz 1776 tarihi kilit bir öneme sahip. İşte o gün, 13 koloni bir araya gelerek İngiltere'den resmen bağımsızlıklarını ilan ettiler. Bu ilan, sadece bir kağıt parçası değil, aynı zamanda özgürlük ve kendi kendini yönetme ideallerinin bir beyanıydı. Bağımsızlık Bildirgesi'nin o meşhur cümleleri hala yankılanır: "Tüm insanlar eşit yaratılmıştır ve Yaradan tarafından kendilerine vazgeçilemez bazı haklar bahşedilmiştir: Yaşam, Özgürlük ve Mutluluk Arayışı."

Anayasa ve Cumhuriyet Yapısı

Bağımsızlık kazanıldıktan sonra, bu yeni ülkenin nasıl yönetileceği sorusu ortaya çıktı. İşte burada Amerikan Anayasası devreye giriyor. 1787'de Philadelphia'da toplanan kurucular, harıl harıl çalışarak bir anayasa taslağı hazırladılar. Bu anayasa, günümüzde hala kullanılan en eski yazılı anayasalardan biri.

Deneyimlerime göre, bu anayasanın en önemli özelliği, güçler ayrılığı ilkesini benimsemesi. Yani yasama (Kongre), yürütme (Başkan) ve yargı (Mahkemeler) birbirinden bağımsız. Bu, hiçbir gücün tek başına baskın olmasını engellemek ve vatandaşların haklarını korumak için önemli bir mekanizma. Ayrıca, Anayasa'da belirtilen Temel Haklar Bildirgesi (Bill of Rights) de bireysel özgürlükleri güvence altına alıyor.

Eğer sen de bir ülkenin nasıl yönetildiğini merak ediyorsan, Amerikan Anayasası'na bir göz atmanı öneririm. Hem nasıl kurulduğunun hem de nasıl işlediğinin temelini anlamak için harika bir kaynak.

Geleceğe Yönelik Etkiler

Amerika Birleşik Devletleri'nin kuruluşu, sadece Amerika kıtası için değil, tüm dünya için bir dönüm noktası oldu. Bu devletin kuruluş idealleri, pek çok ülkeye ilham verdi ve modern cumhuriyetçilik akımının gelişmesine katkı sağladı. Elbette bu süreç kusursuz değildi, kölelik gibi önemli sorunlar vardı ama temelde atılan fikirler, zamanla daha adil bir toplum inşa etmek için bir zemin hazırladı. Yani özetle, bu devlet, cesur, vizyoner ve bir o kadar da mücadeleci insanların bir araya gelerek yarattığı bir eserdir.