Hangi ilimizde doğurganlık oranı düşüktür?

15.03.2025 0 görüntülenme

Türkiye'de son yıllarda doğum oranları genel olarak düşüş gösterse de, bu düşüşün iller bazındaki dağılımı oldukça farklılık gösteriyor. Bazı illerimiz hala yüksek doğurganlık oranlarına sahipken, bazıları ise oldukça düşük seviyelerde seyrediyor. Peki, hangi ilimizde doğurganlık oranı düşüktür? Bu sorunun cevabını ve bu durumun olası nedenlerini birlikte inceleyelim.

Doğurganlık Oranının En Düşük Olduğu İllerimiz

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2023 yılı itibarıyla doğurganlık oranının en düşük olduğu iller genellikle Batı ve Kuzeybatı bölgelerimizde yoğunlaşıyor. Bu iller arasında Edirne, Kırklareli, Bartın, Zonguldak ve Karabük öne çıkıyor. Bu illerdeki doğurganlık oranları, Türkiye ortalamasının oldukça altında seyrediyor.

Bu durumun çeşitli nedenleri olabilir. Öncelikle, bu illerdeki eğitim seviyesinin yüksekliği ve kadınların iş gücüne katılım oranının fazlalığı önemli bir etken. Eğitimli ve çalışan kadınlar, genellikle daha geç yaşta evleniyor ve daha az çocuk sahibi olmayı tercih ediyorlar.

Düşük Doğurganlık Oranının Nedenleri

Düşük doğurganlık oranının sadece bireysel tercihlerle ilgili olmadığını, sosyo-ekonomik faktörlerin de etkili olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu illerdeki yaşam koşulları, ekonomik beklentiler ve şehirleşme oranı gibi faktörler de doğurganlık oranlarını etkiliyor. Örneğin, büyük şehirlerdeki yaşam maliyetinin yüksek olması, çocuk yetiştirme masraflarının artması gibi nedenler, çiftlerin çocuk sahibi olma kararlarını ertelemelerine veya daha az çocuk sahibi olmalarına yol açabiliyor.

Bununla birlikte, sağlık hizmetlerine erişim ve aile planlaması konusunda bilinçlenme de doğurganlık oranlarını etkileyen faktörler arasında yer alıyor. Özellikle kadınların üreme sağlığı konusunda bilinçlenmesi ve aile planlaması yöntemlerine erişiminin kolaylaşması, doğum kontrolü konusunda daha bilinçli kararlar almalarını sağlıyor.

Sonuç olarak, Türkiye'de doğurganlık oranının düşük olduğu iller, genellikle eğitim seviyesinin yüksek, kadınların iş gücüne katılım oranının fazla olduğu ve sosyo-ekonomik koşulların daha gelişmiş olduğu bölgelerde yoğunlaşıyor. Bu durum, bireysel tercihlerden sosyo-ekonomik faktörlere kadar birçok farklı etkenin bir araya gelmesiyle ortaya çıkıyor.