Mani kimdir Maniheizm ve Türkler?

01.03.2025 0 görüntülenme
Maniheizm, adını kurucusu Mani'den alan, 3. yüzyılda ortaya çıkmış ve hızla yayılmış senkretik bir dindir. Mani, 216 yılında Babil yakınlarında doğmuş ve genç yaşta vahiy aldığını iddia etmiştir. Dinini Zerdüştlük, Hristiyanlık ve Budizm gibi farklı inanç sistemlerinin bir sentezi olarak kurmuştur. Maniheizm'in temelinde, iyilik ve kötülük, ışık ve karanlık gibi birbirine zıt iki ilkenin evrensel mücadelesi yatar. İnsan ruhu, ışığın parçası olarak kabul edilirken, madde ise karanlığın bir ürünüdür. Maniheizm, özellikle İpek Yolu üzerinden yayılarak Orta Asya'da geniş bir coğrafyaya ulaşmıştır. Uygur Türkleri, 8. yüzyılda Maniheizm'i resmi din olarak kabul etmişlerdir. Bu durum, Uygur kültüründe önemli bir dönüşüme yol açmıştır. Savaşçı bir toplum olan Uygurlar, Maniheizm'in etkisiyle daha barışçıl ve sanata önem veren bir kültüre evrilmişlerdir. Maniheist tapınaklar inşa edilmiş, dini metinler Uygurcaya çevrilmiş ve resim sanatı gelişmiştir. Ancak Maniheizm'in Türkler arasındaki etkisi uzun sürmemiştir. Uygur Devleti'nin yıkılması ve İslamiyet'in yayılmasıyla Maniheizm zamanla etkisini kaybetmiştir. Buna rağmen, Maniheizm Uygur sanatında ve edebiyatında derin izler bırakmıştır. Bugün bile, Uygur kültüründe Maniheizm'in etkilerini görmek mümkündür. Maniheizm, bir zamanlar Orta Asya'da önemli bir rol oynamış, farklı kültürler arasında bir köprü görevi görmüş ve Türklerin tarihinde ilginç bir sayfa açmıştır.