Bilgisayarı ilk bulan kişi kimdir?
Bilgisayarın Mucidi Kim? İşte Bilmen Gerekenler
Bilgisayarı "ilk bulan" diye tek bir kişiyi işaret etmek biraz yanıltıcı olabilir. Çünkü bugünkü bilgisayarlarımızın temelleri, yıllar içinde birçok dâhinin katkısıyla atılmış çok katmanlı bir süreç. Ancak bu karmaşık yolculukta Charles Babbage'ı mutlaka anmak gerek. 1830'larda Babbage, Analitik Motor adını verdiği mekanik bir hesap makinesi tasarladı. Bu makine, delikli kartlarla girdi alabiliyor, programlanabiliyor, aritmetik işlemler yapabiliyor ve sonuçları kaydedebiliyordu. Kısacası, modern bilgisayarın temel konseptlerini barındırıyordu. Ne yazık ki, o dönemdeki teknoloji yetersizliği nedeniyle Analitik Motor tam olarak hayata geçirilemedi. Ama fikirleri, sonraki nesiller için ilham kaynağı oldu.
Babbage'ın çalışmalarını tamamlama ve geliştirme konusunda en büyük rolü oynayan isimlerden biri de Ada Lovelace'tı. Lovelace, Analitik Motor üzerine yaptığı çalışmalarla, bu makinenin sadece hesap yapmaktan öte, sembollerle de çalışabileceğini ve hatta müzik besteleyebileceğini öngördü. Bu öngörüsüyle, ilk bilgisayar programcısı olarak kabul edilir. 1843'te yazdığı notlarda, algoritma mantığını ilk kez detaylıca ortaya koydu. Bu, bilgisayar bilimlerinin temellerini attığının bir göstergesi. Onun vizyonu, makinelerin sadece sayısal hesaplamalarla sınırlı kalmayacağının bir kanıtıydı.
Günümüzdeki elektronik bilgisayarların temelleri ise
- yüzyılın ortalarında atıldı. Özellikle Konrad Zuse'nun 1930'ların sonunda Almanya'da geliştirdiği Z1, Z3 gibi makineler, ilk çalışan programlanabilir bilgisayarlar arasında yer alır. Z3, özellikle ikili sayı sistemiyle çalışması ve çalışırken programını değiştirebilmesiyle önemli bir adımdı. II. Dünya Savaşı'nın getirdiği koşullar nedeniyle Zuse'nun çalışmaları uluslararası alanda yeterince duyulmadı ama teknolojinin gidişatını etkiledi.
Amerikalılardan ise ENIAC (Electronic Numerical Integrator and Computer) önemli bir kilometre taşıdır. 1945'te tamamlanan ENIAC, binlerce elektronik lambadan oluşuyordu ve o dönemin en hızlı bilgisayarıydı. Ancak ENIAC'ın programlanması oldukça zahmetliydi; kabloların ve anahtarların fiziksel olarak yeniden düzenlenmesi gerekiyordu. Bu durum, günümüzdeki yazılım temelli programlama anlayışından oldukça uzaktı.
Deneyimlerime göre, bu süreci anlamak için şu noktalara dikkat etmek önemli:
Konsept Geliştirme: Charles Babbage ve Ada Lovelace, bilgisayarın fikri altyapısını* oluşturdular. Mekanik temelli olsa da, programlanabilirlik ve genel amaçlı kullanım vizyonu onlara aittir. Mekanik Uygulamalar: Konrad Zuse, ilk çalışan ve programlanabilir mekanik* bilgisayarları hayata geçirdi. İkili sistem kullanımı gibi yenilikleri vardı.* Elektronik Devrim: ENIAC gibi makineler, elektronik bileşenlerin bilgisayarlarda kullanılmasının önünü açtı. Bu, hız ve yetenek açısından devrim niteliğindeydi.
Eğer bilgisayarların nasıl geliştiğini daha iyi anlamak istersen, Babbage'ın Analitik Motor'unun çizimlerine ve Ada Lovelace'ın notlarına göz atabilirsin. Bu belgeler, bugünkü dijital dünyamızın temellerini gerçekten de gözler önüne seriyor. Unutma, tek bir "mucit" yerine, bir "mucitler topluluğu" sayesinde bugün bu noktadayız.