Çocuk Hakları Sözleşmesini kabul edilmesinin amacı nedir?
Çocuk Hakları Sözleşmesi: Neden Var ve Bize Ne Anlatıyor?
Çocuk Hakları Sözleşmesi (ÇHS), aslında bir koruma kalkanı. Bu kalkanın temel amacı, dünyanın her yerindeki her çocuğun doğuştan sahip olduğu insan haklarını güvence altına almak. Peki neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuldu? Gelin deneyimlerime göre birkaç ana başlıkta inceleyelim.
1. Çocukların Özel İhtiyaçlarının ve Kırılganlıklarının Kabulü
Çocuklar, yetişkinlerden farklıdır, değil mi? Fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak gelişim aşamasındalar. Bu da onları suistimale, istismara ve ihmale karşı çok daha savunmasız hale getiriyor. ÇHS'nin en temel motivasyonlarından biri, bu özel kırılganlığı tanımak ve kabul etmekti. Unutma, bir yetişkin kendini birçok durumda koruyabilirken, bir çocuk bunu yapamayabilir. Mesela, 1989'da kabul edilen bu Sözleşme'den önce, çocuk işçiliği gibi konular uluslararası arenada yeterince ele alınmıyordu. Bugün bile UNICEF'in verilerine göre dünya genelinde yaklaşık 160 milyon çocuk işçi bulunuyor. Sözleşme, bu tür durumların önüne geçmek ve çocukların sağlıklı bir gelişim ortamında büyümesini sağlamak için bir çerçeve sunuyor.
Sözleşme'nin 3. maddesi çok açık: “Çocukla ilgili tüm faaliyetlerde, çocuğun yüksek yararı temel düşüncedir.” Bu madde, çocuğun sadece kendi ailesi içinde değil, devletin politikalarında ve uluslararası kararlarda bile öncelikli olarak düşünülmesi gerektiğini vurguluyor. Yani bir okul inşa edilirken, bir sağlık programı tasarlanırken ya da bir savaş bölgesinde tahliye planı yapılırken, ilk akla gelmesi gereken şey çocuğun neye ihtiyacı olduğu ve onun için en iyisinin ne olduğudur. Bu, sadece lafta kalmaması gereken somut bir prensip.
2. Çocuklara Birey Olarak Değer Verilmesi ve Söz Hakkı Tanınması
Uzun yıllar boyunca çocuklar, yetişkinlerin bir uzantısı, bir malı gibi görüldü. Kararları onlar adına yetişkinler verdi, fikirleri sorulmadı, duyguları genellikle göz ardı edildi. Çocuk Hakları Sözleşmesi, bu algıyı kökten değiştirmeyi hedefledi. Çocukları, kendi haklarına sahip, düşünen, hisseden ve söz hakkı olan bireyler olarak tanımladı. Örneğin, Sözleşme'nin 12. maddesi, çocuğun kendisini ilgilendiren her konuda görüşlerini serbestçe ifade etme hakkına sahip olduğunu belirtir. Bu madde, çocuğun yaşına ve olgunluğuna uygun olarak görüşlerinin ciddiye alınmasını gerektirir. Bu, bir çocuğun hangi okula gideceğine karar verilirken, ebeveynleri boşandığında kiminle yaşamak istediğinde ya da bir sağlık kararı alınırken onun da fikrinin sorulması gerektiği anlamına gelir.
- Bu, sadece "fikrini soralım" demek değil, aynı zamanda o fikirleri dinlemek ve mümkünse dikkate almak demektir.
- Çocukların katılımı, onların aidiyet duygusunu geliştirir ve topluma daha aktif bireyler olarak katılmalarını sağlar.
- Deneyimlerime göre, çocuklara söz hakkı vermek, onların özgüvenlerini artırır ve sorun çözme becerilerini geliştirir.
3. Evrensel Standartların Oluşturulması ve Hesap Verebilirliğin Sağlanması
Her ülkenin kendi yasaları ve kültürleri var. Ancak çocuk hakları gibi temel bir konuda, uluslararası bir standarda ihtiyaç vardı. ÇHS, 196 ülke tarafından onaylanarak (ABD hariç), neredeyse evrensel bir hukuk belgesi haline geldi. Bu, çocuk hakları ihlallerine karşı uluslararası toplumun ortak bir zemin ve ortak bir dil kullanmasını sağladı. Sözleşme, taraf devletlere, çocuk haklarını kendi ulusal yasalarına dahil etme ve bu hakları uygulama yükümlülüğü getiriyor.
Ayrıca, Sözleşme'nin uygulanmasını denetleyen bir mekanizma var: Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi. Bu komite, taraf devletlerin periyodik raporlarını inceler, eksiklikleri belirler ve önerilerde bulunur. Bu, devletlerin çocuk hakları konusunda hesap verebilir olmasını sağlar. Yani bir devlet, "bizde çocuk işçiliği yok" diyorsa, Komite bunu sorgulayabilir, kanıt isteyebilir ve uluslararası baskı uygulayabilir. Bu mekanizma, sadece bir niyet beyanı olmaktan öte, somut bir denetim ve yaptırım potansiyeli taşıyor. Bu sayede, uluslararası toplum, çocukların haklarının korunması konusunda sadece iyi niyetli dilekler sunmakla kalmıyor, aynı zamanda somut adımlar atılmasını da talep edebiliyor.