İstiklal Marşı'nı kim istedi?

14.03.2025 0 görüntülenme

İstiklal Marşı, Türk milletinin bağımsızlık sembolü olarak kalplerimizde yer edinmiştir. Peki, bu eşsiz marşın yazılmasını kim istedi? İşte bu sorunun cevabı, Milli Mücadele döneminin zorlu şartlarında gizli.

İstiklal Marşı'nın Doğuşu: Bir İhtiyaçtan Fazlası

1921 yılı, Türk milletinin var olma mücadelesi verdiği kritik bir dönemdi. İşgal altındaki topraklar, yıpranmış bir ordu ve umutsuzluğa kapılmaya meyilli bir halk... İşte tam bu ortamda, milli bir marş ihtiyacı doğdu. Amaç, milletin moralini yükseltmek, bağımsızlık inancını pekiştirmek ve ortak bir ruh yaratmaktı. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver, bu ihtiyacı fark ederek bir yarışma düzenlemeye karar verdi.

Bu yarışma, sadece bir şiir arayışı değildi. Aynı zamanda, Türk milletinin o günlerde hissettiği duyguları en iyi şekilde ifade edecek, gelecek nesillere aktaracak bir destan arayışıydı. Yarışmaya katılan şiirler, milletin acılarını, umutlarını ve kahramanlıklarını yansıtmalıydı.

Mehmet Akif Ersoy'un Katılımı: Bir Dönüm Noktası

Başlangıçta Mehmet Akif Ersoy, para ödülü olduğu için yarışmaya katılmak istemedi. Ancak, dönemin önemli isimlerinden olan ve Akif'e büyük saygı duyan Hamdullah Suphi Tanrıöver'in ısrarları üzerine ikna oldu. Akif, milletin içinde bulunduğu zor durumu derinden hissediyordu ve bu hislerini mısralara dökmek için kendini sorumlu hissetti. Ankara'daki Taceddin Dergahı'nda günlerce süren çalışmalar sonucunda, İstiklal Marşı'nın o unutulmaz dizeleri ortaya çıktı.

Akif'in yazdığı bu şiir, sadece bir marş değil, aynı zamanda bir dua, bir yakarı ve bir bağımsızlık manifestosu idi. Mısralarında, Türk milletinin cesareti, fedakarlığı ve vatan sevgisi en güçlü şekilde ifade ediliyordu.

TBMM'de Kabulü: Milli Bir Mutabakat

Yarışmaya katılan yüzlerce şiir arasından Mehmet Akif Ersoy'un eseri, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından 12 Mart 1921'de İstiklal Marşı olarak kabul edildi. Bu kabul, sadece bir şiirin seçilmesi değil, aynı zamanda milletin ortak duygularının ve ideallerinin bir ifadesiydi. İstiklal Marşı, o günden bugüne Türk milletinin bağımsızlık sembolü olarak coşkuyla okunmaya devam ediyor.

İstiklal Marşı, sadece bir marş olmanın ötesinde, Türk milletinin ortak hafızasıdır. Bağımsızlığımızın kıymetini her zaman hatırlatır ve gelecek nesillere aktarılması gereken en değerli miraslarımızdandır.